Türkiye Barolar Birliği Dergisi 175.Sayı

271 TBB Dergisi 2024 (175) Selin SERT SÜTÇÜ aile huzurunu ciddi biçimde tehlikeye sokabilecek durumları belirlememiş olması, belirlemenin hâkim tarafından yapılmasını istediğine işaret etmektedir. Kanaatimizce gaiplik kurumuna baktığımızda gaipliğin uzun süreden beri haber alınamama veya ölüm tehlikesi içerisinde kaybolma durumlarında söz konusu olduğu ve bu durumların ailenin hem ekonomik güvenliğini hem de huzurunu ciddi biçimde tehlikeye düşürdüğü kabul edilmelidir. Evlilik birliği iki kişiyle kurulan ve sürdürülen bir birliktedir. Evlilik birliğinin tek bir eş tarafından sürekli şekilde temsilinin söz konusu olması ancak gerekli durumlar bakımından düşünülmeli ve değerlendirilmelidir. Bu sebeple gaiplik kararı alınıncaya kadar diğer eş açısından en güvenilir yol, kefalet sözleşmesi yapılabilmesi için, TMK m. 197/2 hükmünün uygulanarak, hâkimin gerekli tedbirleri alması için talepte bulunmak olacaktır. Gaiplik kararı verilinceye kadar hâkimin diğer eşin kefalet sözleşmesi yapmak istemesi halinde bu sözleşmeye izin vermesi veya vermemesi de TMK m. 197/2 kapsamında72 hâkimin bir müdahalesi olarak düşünülmelidir. Hâkim eşlerden birinin kayıp olması halinde, evlilik birliğinin temsil edilmesi bakımından kefalet sözleşmesi yapılmasının gerekli olduğu kanaatine varırsa, kefalet sözleşmesi yapılması mümkün olacaktır. Diğer eş dışında başka bir kefil bulunabiliyor veya hâkim diğer eş dışında birisinin kefil olmasının evlilik birliğinin temsil edilmesi bakımından evliliği koruyacağı düşüncesinde ise diğer eşin kefalet sözleşmesi yapmasına izin vermemelidir. D. Kredili İşlemler Eşlerin evlilik birliğinin temsili kapsamında gerçekleştirdiği kredili işlemlerin de değerlendirilmesi gerekmektedir. Kredili işlemler sa72 Y. 2. HD., 09.05.2006 T., E. 19253 K. 7175: “…Toplanan delillerden; davalının 10 yıl önce karısını ve çocuklarını terk ederek Alaplı ilçesinde bir başka kadınla yaşadığı, kredi kartı borcu yüzünden dükkanını sattığı ve kredi kartı borçlarını faizleri nedeniyle ödeyemez hale geldiği anlaşılmaktadır. Mahkemece; davalı adına kayıtlı, bir kısmı tam bir kısmı hisseli olan 47 parça taşınmaz üzerindeki davalının tasarrufunun davacı eşin rızasına bağlı tutulmasına, bu suretle davalının bu taşınmazlardaki tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına karar vermiştir. Dava konusu taşınmazlardaki davalı kocanın paylarının değerleri tespit edilerek ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesinin gerektirdiği ölçüde sınırlama yapılması gerekirken tüm taşınmazlardaki tasarruf yetkisinin sınırlandırılması doğru görülmemiştir…”. https://karararama.yargitay.gov.tr/, (e.t.23.09.2024)

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1