315 TBB Dergisi 2024 (175) Emre CUMALIOĞLU - Yasemin KALKANCI - Sena ÖBEK liklerinden hangisinin paranın tamamına malik olacağı sorunu vardır. Kanımızca, daha fazla miktardaki para kime aitse, diğerinin az miktardaki para üzerindeki mülkiyet hakkı sona erer. Azınlıktaki fikre göreyse parası karışan kişinin mülkiyet hakkı son bulmaz, TMK m. 776 uyarınca paylı mülkiyet ilişkisi kurulur41 ve iade talebi istihkak davasına konu olur.42 Paraların; örneğin seri numaraları bilindiği için, ayrılması imkanı varsa karışmadan söz edilemeyecek ve herkes kendi parasını alabilecektir.43 Görüldüğü gibi, müvekkil adına tahsil ettiği paranın mülkiyetini karışma yoluyla kazanan avukatın kendi mülkiyetindeki para üzerinde hapis hakkını kullanması, bu sebeple de mümkün olmayacaktır. Müvekkil adına tahsil edilen para; ayrı bir hesapta, kasada veya bunlar gibi bir yerde tutulsa dahi takasa konu olmalıdır. Yargıtay’ın bazı kararlarında, avukatın karşı yandan tahsil ettiği parayı vekalet ücretine mahsup ettiği yönündeki savunması hukuken Av. K. m. 166/I’deki hapis hakkının kullanıldığı şeklinde nitelendirilmektedir.44 Yargıtay’ın diğer bazı kararlarında ise davalı avukatın takas-mahsup savunmasında bulunabileceği kabul edilmekte,45 ancak 41 Sirmen, s. 492. 42 Burcuoğlu, “Paranın Başkasının Parası ile Karışması Üstüne Bir Deneme”, Av. Dr. Faruk Erem Armağanı, Türkiye Barolar Birliği Yayınları, Ankara 1999, s. 93 vd.; Akçaal, s. 589, dn. 62; Nomer/Ergüne, s. 304, dn. 131. 43 Akçaal, s. 589. 44 “...Davacı avukat ile davalılar arasında, 16.01.2003 tarihli ücret sözleşmesinin incelenmesinde, Sultanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2002/118 Esas sayılı, Sultanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2002/850 Esas ve Hayrabolu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2002/70 D.İş, dosyası ile Hayrabolu İcra Müdürlüğü’nde alacaklısı Av. ... olan dosyalardaki vekalet ücretine karşılık olarak %25 ücret hususunda anlaştıkları görülmektedir. Davalılar, cevap dilekçelerinde, davacı avukatın, Kartal 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/178 Esas sayılı dosyasında, karşı taraf ile bilgileri dışında sulh olduğunu ve tahsil ettiği 200.000,00 TL’yi hakszı bir şekilde uhdesinde tuttuğunu, bu sebeple de davacı avukatı haklı azlettiklerini savunmuşlardır. Davacı avukat ise, bu iddiaya karşılık, bu bedelin, hak kazandığı vekalet ücretlerine mahsuben tahsil edildiğini savunmuştur. Davacı avukat, hukuki tanımıyla Avukatlık Kanunu’nun 166. maddesi gereğince “hapis hakkı”nı kullandığını savunduğuna göre, davada öncelikle hapis hakkının, nasıl ve hangi şartlarda kullanılması gerektiği üzerinde durularak, daha sonra ise somut olay itibariyle bu hakkın, kanunun öngördüğü amaca uygun şekilde ve gereği gibi kullanılıp kullanılmadığı incelenmelidir.” Yrg. 3. HD 18.05.2021 E. 2020/10306 K. 2021/5013 (https://www.kazanci.com/. ET 10.06.2024, vurgu yapılmıştır). 45 “...Davalı avukat alacaklarını açılmış olan davada savunma olarak tesbiti ile, takas ve mahsubunu isteyebilir.” Yrg. 13. HD 19.04.2012 E. 2012/5577 K. 2012/10889 (https://mevzuat.sinerjias.com.tr/. ET 02.07.2024).
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1