Türkiye Barolar Birliği Dergisi 175.Sayı

332 Avukatın Hapis Hakkına İlişkin Yargıtay Kararlarının Eleştirisi AAÜT m. 1). Dava veya işin değeri para ile ölçülebiliyorsa nisbi ücret hakim tarafından; yapılan işin niteliği, zorluğu, verilen emek, ekonomik değer, gerektirdiği uzmanlık, harcanan zaman, işe yapılan katkı ve benzer işlerde ödenen ücret göz önünde bulundurularak takdir edilir. Hâkim; vekâlet verenin maddi durumuyla, teamül ile bağlı değildir100 ancak takdir yetkisi, davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar ile sınırlandırılmıştır (Av. K. m. 164/IV).101 Yargıtay, hâkimin bu takdir yetkisine göre belirleyeceği ücret için belirsiz alacak davası açılabileceğini kabul etmektedir.102 100 Yavuz/Acar/Özen, s. 608. 101 Yrg. HGK 17.05.2023 E. 2022/918 K. 2023/486 (https://karararama.yargitay.gov. tr/. ET 12.03.2024); Yrg. 13. HD 03.10.2005 E. 7970 K. 14434; Yrg. 13. HD 18.12.2012 E. 2012/23032 K. 2012/28919 (https://mevzuat.sinerjias.com.tr/. ET 02.07.2024); Yazılı sözleşme yoksa vekalet ücreti davanın harçlandırılmış değeri üzerinden hesaplanır. Bkz. Yrg. 3. HD 17.07.2023 E. 2022/6572 K. 2023/2167 (https://www. kazanci.com/. ET 10.06.2024). 102 “...Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; haksız azledilen davacı avukatın Avukatlık Kanunu’nun 164/4. maddesi çerçevesinde vekâlet ücreti alacağının tahsilini istediği eldeki davada, mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilip bu bağlamda dava değerini arttıran talep dilekçesindeki alacak miktarı yönünden zamanaşımının işlemeyeceği değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Belirsiz alacak davasının varlığından söz edebilmek için aranan ilk şart alacağın belirsizliği ya da Kanun’un lafzından hareketle oluşturulacak bir anlatımla, alacak miktarının belirlenebilmesinin davanın açıldığı tarihte alacaklıdan ( davacıdan ) beklenememesi veya imkânsız olması şartı objektif ölçütlere göre belirlenmesidir. Tıpkı maddî veya manevî tazminat davalarında zararı ve kusuru takdir ederken hâkimin adalet ve hakkaniyet duygularıyla hareket edeceği hâllerde davanın açılması anında bir belirsizlikten söz edileceği gibi, eldeki davada da davacı avukatın hak ettiği vekâlet ücreti ancak mahkemenin takdir ve belirlemesiyle ortaya çıkacaktır. Zira Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinin 4. fıkrası “Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde” şeklinde açıklanan koşul ile alacağın belirsiz olması durumuna işaret etmektedir. Somut olayda taraflar arasında vekâlet ücretine ilişkin bir kararlaştırma olmaması nedeniyle ücret ancak mahkemece yapılacak tahkikat sonucunda belirleneceğinden davacının dava açarken vekâlet alacağının ne olduğunu bildiğinden yahut net olarak belirleyebildiğinden bahsetmek mümkün olmayacaktır. Alacak belirsiz olduğundan davacı yargılama sırasında HMK’nın 107/2. maddesi çerçevesinde talep sonucunu artırabilir; bu hâlde davanın ıslahı kurumundan bahsedilemez ve artılan talep yönünden davalının zamanaşımı def’î de dinlenmez. Talep artırımında bulunulmaz ise mahkeme alacağın miktarını tespit etmek ve taleple bağlı kalarak dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden ala-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1