347 TBB Dergisi 2024 (175) Emre CUMALIOĞLU - Yasemin KALKANCI - Sena ÖBEK ilişkinin temelini karşılıklı güvenin oluşturduğu ve avukatlık mesleğinin genel ilkeleri düşünüldüğünde, avukatın sözleşmede kendisine tanınan hakkı kullanırken dahi müvekkile bilgi vermesi gerekir. Fakat tahsilatın para olarak yapıldığı söz konusu örneklerde, her ne kadar “hapis hakkı”ndan söz edilmişse de takas söz konusudur. Yukarıda değindiğimiz gibi143 para bakımından takas hakkı kabul edilecek olursa hesaplaşma zorunlu bir unsur olmayacaktır, ancak bu avukatın bilgi verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Hesaplaşma; alacak-vereceklerin kalem kalem yazılması ve tarafların mutabakatı ile olmalıdır, genel ifadeler hesaplaşma sayılmaz ve geçerli bir ibranameye vücut vermez.144 Hesaplaşmadan kasıt ibra sözleşmesidir. İbra sözleşmesi, alacaklı ile borçlunun anlaşarak, ifa edilmemiş bir borcu kısmen ya da tamamen145 sona erdirmelerini konu vekâlet görevinin gereklerini tam ve sağlıklı olarak yerine getirmediği ve böylece davalının vekil olan davacıyı 30.04.2009 tarihinde yaptığı azilde haklı olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.” Yrg. 13. HD 01.07.2015 E. 2014/32872 K. 2015/22749 (https://mevzuat.sinerjias.com.tr/. ET 02.07.2024). 143 Bkz. “Para (Hapis Hakkı Değil Takas-Mahsup’un Söz Konusu Olması)” (II-B-2-b). 144 “...15.03.2010 tarihli ibranamede ise, hangi parsellere ilişkin belediyeden para tahsil edildiği, tahsil edilen paranın ne kadar olduğu, ibranameye konu hukuki ilişkinin ne olduğu hususlarında herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Bu kapsamda, adı geçen belge bir makbuz niteliğinde olup, ibraname şartlarını taşımadığından davacı avukatlar 24.03.2010 tarihli sözleşmeye aykırı davranmışlardır.” Yrg. 13. HD 07.12.2016 E. 2015/31871 K. 2016/22953; “...Davalı vekilin dayandığı ibraname bu açıklamalar doğrultusunda incelendiğinde, güven verici gerekli açıklıkta, anlaşılabilir değildir. Bir defa vekilin ne miktar para tahsil ettiği, ne kadar masraf, vekalet ücreti kesip davacıya ne miktar ödediği belli olmadığı gibi, davacının bunları bildiği hususu da kanıtlanmamıştır. Öyle olunca böyle bir ibranameye itibar edilemez. Davalı avukat tahsil ettiği paranın ne kadar olduğunu, bu paradan ne şekilde ve miktarda davacıya ödediğini ispat etmek zorundadır. Davalı ibraz ettiği delillerle tahsil ettiği kamulaştırma bedelinin ve davacıdan aldığı masraf avanslarının hesabını vermemiş paranın tamamını ödediğini kanıtlayamamıştır. Ne var ki davalı sair delil demek suretiyle yemin deliline dayanmıştır. Mahkemece, davalıya yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılarak, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken...” Yrg. 13. HD 19.11.2008 E. 2008/4706 K. 2008/13838 (https://mevzuat.sinerjias.com.tr/. ET 02.07.2024). 145 İbra sözleşmesiyle yalnızca sözleşmede belirtilen borç sona ermekte ve ibranın taraflar arasındaki diğer borçlara etkisi olmaz. Aksi ispat edilmedikçe ibra konusu olan borcun tamamı için yapılmış sayılır (Kemal Oğuzman/M. Turgut Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler Cilt II, Vedat, İstanbul 2012, s. 577).
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1