112 Türk İdari Yargılama Hukukunda Bilirkişi Raporlarının Hukuki Niteliği ve Yargısal Denetimi lunur. Bilirkişilik bölge kurulu, bilirkişiliğe kabule ve bilirkişilerin listeye kaydedilmesine karar vermekle; kayıtlı bilirkişilerin temel ve alt uzmanlık alanlarına göre bilirkişilik listelerini oluşturmakla; bilirkişilerin sicil ve listeden çıkarılmasına karar vermekle; bilirkişilerin denetimini yapmak ve performansını ölçmekle görevlidir. Bilirkişiler, bilirkişilik bölge kurulu tarafından hazırlanan listede yer alan kişiler arasından belirlenebilir. Danıştay önünde görülen uyuşmazlıklarda tüm bölge kurullarının bilirkişi listelerinde yer alan kişiler arasından görevlendirme yapılabilir.11 Bölge kurulunun hazırladığı listede bilgisine başvurulacak uzmanlık dalında bilirkişi bulunmaması durumunda, diğer bölge kurullarının listelerinden; burada da bulunmaması hâlinde, 6754 sayılı Kanun’da yer alan şartları da taşımak kaydıyla listelerin dışından bilirkişi görevlendirilebilir. Bunun yanında, kanunların görüş bildirmekle yükümlü kıldığı kişiler ile bilirkişilik yapmakla görevli idari birimler ve kuruluşlara bilirkişi olarak başvurulabilir.12 HMK’nın 268. maddesi uyarınca bilirkişilik yapmakla yetkilendirilmiş kişi ve kuruluşlara bilirkişilik bölge kurulu tarafından hazırlanan listelerde kayıtlı bilirkişilere nazaran öncelikli olarak başvurulur.13 Ancak kamu görevlilerine, bağlı bulundukları kurumlarla ilgili dava ve işlerde, bilirkişi olarak görev verilemez.14 Bu nedenle, bilirkişi görevlendirilmesi bakımından bunlar 11 Günday, s. 422. 12 Söz gelimi, Adli Tıp Kurumu, ticaret borsaları, yükseköğretim kurumları, Emniyet Genel Müdürlüğü merkez ve bölge kriminal polis laboratuvarları, Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı ve grafoloji uzmanları, bölge kriminal laboratuvarları ve grafoloji uzmanları, Darphane ve Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, borsa uzmanları ve odalardan bilirkişi görüşü alınabilir. 13 Köroğlu, s. 38. 14 Bu husus özellikle üyeleri Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen mülga Yüksek Sağlık Şûrası bakımından tartışma yaratmaktaydı. Yüksek Sağlık Şûrası 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca tıbbi müdahaleler sonucu ortaya çıkan sorumluluk konusunda resmi bilirkişilik mercii olarak faaliyet yürütmüştür. 02.07.2018 tarihli ve 703 sayılı KHK’nın 25. maddesiyle Yüksek Sağlık Şûrası bu yetkisini yitirmiştir. Kamu hastanelerinde yürütülmekte olan sağlık hizmetlerinden doğan zararlar hakkında açılan tam yargı davlarında dosyanın tıbbi uygulama hatası bulunup bulunmadığı yönünden değerlendirilmek üzere Yüksek Sağlık Şurasına gönderilmekteydi. Bu durum ise, dosyayı inceleyen bilirkişi heyetinin davalı tarafından atanmış olması gibi bir sakıncayı beraberinde getirmekteydi. Bu sebepledir ki, aşağıda inceleneceği üzere mahkemeler uygulamada Yüksek Sağlık Şûrası tarafından
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1