140 Türk İdari Yargılama Hukukunda Bilirkişi Raporlarının Hukuki Niteliği ve Yargısal Denetimi ce itibar edilmese dahi kararda bilirkişi raporuna yer verilerek neden itibar edilmediğinin ortaya konulması” gerektiğinin belirtilmemesini bozma sebebi kabul etmiştir.160 Bilirkişi raporunun kısmen aksi yönünde hüküm kurulduğu hallerde de Danıştay’ın yaklaşımı aynıdır.161 Ancak bilirkişi raporundan aksi yönünde hüküm kurulması durumunda; bunun soyut ifadelerle ortaya konulmaması, gerekçesinin mutlaka açıkça belirtilmesi gerekmektedir.162 Dolayısıyla verilen kararın keyfilik taşımaması gerekir.163 Diğer yandan, bilirkişi raporunun, eksik, yetersiz, tutarsız yahut herhangi bir surette hukuka aykırı olduğunun tespit edilmesi durumunda mahkemenin farklı bir bilirkişi raporu talep etme yetkisi bulunmaktadır.164 Adli yargıda ise hâkimin bilirkişi raporunu içerik yönünden benimsemediği hallerde ancak aksi yönde bilirkişi raporu almak suretiyle rapora aykırı olarak hüküm kurabileceği anlayışı benimsenmiştir.165 Benzer şekilde, hakimin doğrudan bilirkişi raporundaki azlık görüşüne dayanarak hüküm kurması müm160 Danıştay 6. Dairesi, T. 20.10.2004, E. 2003/1419, K. 2004/5089, www.kazanci. com.tr (Erişim: 01.10.2024); Danıştay 7. Dairesi, T. 19.11.1991, E. 1991/1614, K. 1991/2789, www.legalbank.net (Erişim: 16.10.2024). 161 Danıştay 4. Dairesi, T. 12.11.1992, E. 1990/4255, K. 1992/4873, www.kazanci.com. tr (Erişim: 13.10.2024). 162 “…mükellefin defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi inceleme sine karar verilerek aynı bilirkişiye iki kez incelettirmek suretiyle alınan raporlara rağmen bu raporların neden kabul edilmediği hususunun değerlendirilip tartışması yapılmadan incelemenin eksik yapıldığı ve soyut iddialara dayandığı kabul edilerek karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” (Danıştay 3. Dairesi, T. 05.06.1991, E. 1989/2916, K. 1991/2026, www.kazanci.com.tr (Erişim: 13.10.2024).) Aynı yöndeki başka bir karar için bkz. Danıştay 15. Dairesi, T. 09.11.2015, E. 2013/10027, K. 2015/7244; Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, T. 16.12.2011, E. 2011/1138, K. 2011/1564, www.kazanci.com.tr (Erişim: 13.10.2024); Danıştay 7. Dairesi, T. 21.10.1999, E. 1999/868, K. 1999/3418, Danıştay Dergisi, S. 103, s. 713; Danıştay 6. Dairesi, T. 18.02.1998, E. 1997/2233, K. 1998/1152, www.kazanci.com.tr (Erişim: 13.10.2024); Danıştay 4. Dairesi, T. 12.11.1992, E. 1990/4255, K. 1992/4873, Danıştay Dergisi, S. 87, s. 248; Danıştay 3. Dairesi, T. 05.06.1991, E. 1989/2916, K. 1991/2026, Danıştay Dergisi, S. 84-85, s. 126; Danıştay 7. Dairesi, T. 11.11.1985, E. 1985/443, K. 1985/2487, Danıştay Dergisi, S. 62-63, s. 318; Danıştay 7. Dairesi, T. 20.11.1984, E. 1984/61, K. 1984/1778, Danıştay Dergisi, S. 58-59, s. 230. 163 Deryal, “Bilirkişilik”, s. 370. 164 Danıştay 3. Dairesi, T. 05.06.1991, E. 1989/2916, K. 1991/2026, www.legalbank.net (Erişim: 17.10.2024). 165 Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, T. 10.12.1970, E. 1970/5018, K. 1970/6437, www.kazanci.com.tr (12.10.2024). Konuya ilişkin değerlendirmeler için bkz. Kuru, s. 2770 vd.; Ulukapı, s. 202; Deryal, “Ek Rapor”, s. 27 vd.; Aşçıoğlu, s. 358.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1