154 Türk İdari Yargılama Hukukunda Bilirkişi Raporlarının Hukuki Niteliği ve Yargısal Denetimi tıpkı AİHM içtihadında olduğu gibi, hukuka veya usule aykırı bulduğu bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulan halleri yalnızca Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı kapsamında değil; uyuşmazlığın maddi gerçeğe aykırı olarak çözümlenmesi sebebiyle, dava konusu idari işlem veya eylemle müdahale edilen hak yönünden de ihlal sebebi olarak nitelendirmektedir.234 Bilindiği gibi temel hak ve özgürlüklerin korunması bakımından Devlet’in usul yükümlülüğü bulunmakta olup, temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği hallerde öncelikle söz konusu durumun yarattığı olumsuz sonuçların derece mahkemelerince yapılacak etkin bir yargısal denetimle ortadan kaldırılması gerekir. Söz konusu etkili yargısal denetimin yapılmaması usul yönünden hak ihlaline sebep olur.235 Bu noktada, mahkeme tarafından verilen karara dayanak oluşturan bilirkişi raporunun hukuka ve usule aykırı olması, yargısal denetimin maddi gerçeğin tespiti bakımından elverişsiz olmasına yol açmakta; bu durum etkili yargısal denetim yükümlülüğünün ihlaline sebep olur. Anayasa Mahkemesi bir kararında, bilirkişi raporunda yer alan içerikle dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin örtüşmemesini, çelişkili olmasını ve bu rapor esas alınarak hüküm kurulmasını hak ihlali olarak nitelendirmiştir.236 Diğer bir kararda ise mahkemenin gerekçesini açıkça ortaya koymak kaydıyla yetersiz bulduğu bilirkişi raporunun aksi yönde hüküm kurmasının hak ihlali oluşturmadığını ifade etmiştir.237 Başka bir kararda ise, mahkemenin gerekçesiz veya soyut, teknik bilgiler ile maddi vakıalar arasında ilişkinin kurulmadığı, ye234 Anayasa Mahkemesi, Fındık Kılıçaslan, T. 11.10.2018, B.No: 2015/97, www.anayasa.gov.tr (Erişim: 30.09.2024). 235 Mc Cann ve Diğerleri/İngiltere, T. 27.09.1995, B.No: 17/1994/464/545, www.hudoc.echr.coe.int (Erişim: 01.10.2024). 236 Anayasa Mahkemesi, Yasin Çıldır, T. 14.04.2016, B.No: 2013/8147, www.anayasa. gov.tr (Erişim: 10.10.2024). 237 “…bilirkişinin bilimsel veya teknik uzmanlık gerektiren ve objektif olarak bakıldığında mahkemenin vâkıf olmadığı meselelerde görüş beyan ettiği dikkate alındığında mahkemenin bilirkişi raporunu yetersiz görmesi durumunda bunun gerekçesini ortaya koyması gerekir. Mahkemenin, gerekçesini açıklamadan bilirkişi raporunu hükme esas alınamaz bulması, raporun lehine olduğu kişi açısından yargılama adaletini olumsuz yönde etkileyebileceği gibi … davalarda taşınmazın gerçek bedelinin veya taşınmazda meydana gelen değer kaybının gerçek miktarının tespit edilmesini de engelleyebilir”. (Anayasa Mahkemesi, Saadet Esin, T. 26.10.2017, B.No: 2014/18103, www.anayasa.gov.tr (Erişim: 22.10.2024).)
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1