Türkiye Barolar Birliği Dergisi 176.Sayı

157 TBB Dergisi 2025 (176) Cihan YÜZBAŞIOĞLU Uyuşmazlığın çözümünde üstlendiği etkin konum dikkate alındığında, İYUK’ta bilirkişilik müessesesinin ayrıca düzenlenmemiş olması birtakım hukuki problemleri beraberinde getirmektedir. Şöyle ki, resen araştırma ilkesinin geçerli olduğu idari yargılama usulünde bilirkişilik müessesesinin işletilmesi bakımından hâkimin daha etkin bir rolü bulunur. Bu husus, özellikle bilirkişi görüşü istenmesinin gerekip gerekmediği, bilirkişinin seçimi, bilirkişilik faaliyetinin yürütülüş biçimi ve nihayet bilirkişi raporlarının yargılama üzerindeki etkisi yönlerinden idari yargı hakiminin adli yargı mercilerine nazaran daha geniş bir serbestlik içerisinde bulunmasını sağlar. Bilirkişilik müessesesi yönünden adli yargıda benimsenen katı usul kuralları idari yargılama hukukunun kendine özgü özellikleri dikkate alınarak esnetilmiş ve hatta ayrık uygulamalar içtihat yoluyla geliştirilmiştir. Bunun yanında, idari uyuşmazlıkların çözümünde tarafların pasif statüsü, bilirkişi raporunun gerek hazırlanması ve gerek devam eden yargılama üzerinde etki doğurması aşamalarında tarafların etkili katılım sağlayamamasına, iddia ve savunmalarını ileri sürememelerine; eksik, yetersiz veya içerik yönünden hatalı bilirkişi raporları esas alınarak hüküm kurulmasına sebep olabilmektedir. Bu durumun, maddi gerçeğin tespitinin yanında adil yargılanma hakkının kullanılması adına önemli bir hukuki sorun teşkil edeceği açıktır. Açıklanan sebeplerle, bilirkişilik müessesesinin İYUK’ta, idari yargıya uyarlanarak yer bulmasının isabetli olacağı kanaatindeyiz. İdari yargı mercilerinin iş yükünün yoğunluğunun da bir sonucu olarak, mahkemelerin özellikle teknik ve özel bilgi ya da uzmanlık gerektiren uyuşmazlıkların çözümünü fiili olarak bilirkişiye bıraktıkları; çoğunlukla bilirkişi raporunda ortaya konulan görüşü aynen tekrar etmek suretiyle hüküm kurdukları dikkat çekmektedir. Hâkimin teknik ve özel bilgi gerektiren konularda bilirkişi görüşünden yararlanması kaçınılmaz bir gereklilik ise de gerek hakimin söz konusu raporlardaki açıklamalara ek hukuki tespit ve değerlendirmede bulunmaktan imtina etmesi ve gerek bilirkişi raporlarında teknik ve özel bilginin yanında hukuki değerlendirmelere de yer verilmesi, yargı yetkisinin fiili olarak bilirkişiye devri gibi Anayasa’ya aykırı bir sonucu beraberinde getirmektedir. Oysaki, bilirkişilik müessesesine başvurulan hallerde bilirkişi yalnızca çözümü teknik ve özel bilgi gerektiren unsurlara yönelik değerlendirme yapma yetkisini haiz olmakta, teknik

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1