Türkiye Barolar Birliği Dergisi 176.Sayı

210 Haklı Sebeple Fesih İçin İhtarda Bulunmak, İhbar Süresi Tanımak ve/veya Ek Süre (Mehil) Vermek Gerekir mi? nüstü fesih kavramı ile yakın ilişkili olmakla birlikte eş anlamlı değildir. Zira belirli veya belirsiz süreli bir sözleşmenin olağanüstü fesih yoluyla sona erdirilmesini sağlayacak tek neden bir haklı sebebin mevcut olması değildir. Bunun dışında, kanun koyucunun sözleşme ilişkisini olağanüstü sebeple fesih imkânı tanıdığı hallerde veya taraflarca sözleşmede fesih imkânı kararlaştırılan hallerde de olağanüstü fesih söz konusu olabilir. Haklı sebeple fesih imkânı ise özel olarak belirlenmiş somut bir olguya bağlanmadığından ve çeşitli şekillerde ortaya çıkabileceğinden genel nitelikteki olağanüstü fesih sebebi olarak kabul edilmektedir. 20 Türk-İsviçre Borçlar Kanunları “haklı sebep” kavramını tanımlamamıştır. Ancak öğretide, sözleşmenin bir tarafı için sözleşmesel ilişkiye devam edilmesini çekilmez kılan hallerin fesih için haklı sebep teşkil edeceği ifade edilmektedir.21 Bu bağlamda, sözleşme süresinin dolmasına veya en yakın olağan fesih tarihine kadar sözleşme ile bağlı kalmak dürüstlük kuralına göre beklenemez ise haklı sebep söz konusu olur.22 Somut olayda haklı sebebin gerçekleşip gerçekleşmediğini, yani taraflar arasında sürekli borç ilişkisi doğuran sözleşmeyle bağlı kalmanın, bir taraf için çekilmez hale gelip gelmediğini belirlemek bakımından hakim takdir yetkisine (TMK m. 4) sahiptir.23 Bununla birlikte, fesih sebebi hem fesih hakkını kullanmak isteyen taraf bakımından 20 Altınok Ormancı, s. 94; Antalya, s. 535. 21 Seliçi, s. 192. Yargıtay da çekilmezlik unsurunu bir tarafın sözleşmeye katlanamayacağı hal olarak nitelendirmektedir: Yarg. 6. HD., 27.10.2015, 2015/7331 E. ve 2015/9163 K.: “Önemli sebep kapsamında çekilmezlik, tarafın sözleşmeye katlanamayacağı haldir”. 22 Altınok Ormancı, s. 133; Antalya, s. 537. Yargıtay’a göre de çekilmezliğin meydana gelip gelmediği dürüstlük kuralına göre tespit edilir: Yarg. HGK, 17.01.2018, 2015/1246 E. ve 2018/21 K.: “Akdi ilişkiye devamın çekilmez (katlanılmaz) hâle gelip gelmediğinin ölçüsünü objektif iyi niyet yani dürüstlük kuralları oluşturur”. 23 Seliçi, s. 187. Çekilmezlik unsuru hk. detaylı bilgi için bkz. Demirsatan, s. 271 vd. Hâkimin takdir yetkisinin sınırları hk. bkz. Altınok Ormancı, s. 136 vd. Yargıtay da bu konudaki takdir yetkisinin hâkime ait olduğunu ifade etmektedir: Yarg. 19. HD., 28.9.2016, 2016/5707 E. ve 2016/12723 K.: “Ancak taraflar arasında ortaya çıkan her sorun haklı sebep sayılamaz. Bu konuda haklı sebebin yerinde olup olmadığını takdir yetkisi TMK’nın 4. maddesi gereğince hukuka ve hakkaniyete göre hâkime aittir. Haklı sebebin takdirinde sözleşmenin tarafları arasında çıkan sorun ile buna uygulanacak yaptırım arasında orantılılık ilkesine riayet edilmeli ve olağanüstü fesih son çare olarak düşünülmelidir.”

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1