219 TBB Dergisi 2025 (176) Hüseyin Can AKSOY III. İHTARDA BULUNMA, İHBAR SÜRESI VERME VE/VEYA EK SÜRE (MEHIL) TANIMA ZORUNLULUĞU Haklı sebep ister belirli ister belirsiz süreli olsun taraflarca sürdürülmesi çekilmez hale gelen bir ilişkinin taraflardan birince tek taraflı olarak sona erdirilmesine imkân tanır. Bizim de katıldığımız görüşe göre sürekli borç ilişkisi içeren tüm sözleşmelerin haklı sebeple feshedilmesi mümkündür. Ancak haklı sebeple fesih hakkını kullanmak isteyen tarafın yerine getirmesi gereken formalitelere ilişkin olarak ele alınması gereken üç mesele vardır: i. Alacaklının haklı sebeple fesih hakkını kullanmadan önce borçluya ihtarda bulunması gerekir mi? ii. Fesih hakkını kullanmak isteyen alacaklı bir fesih ihbar süresi veya fesih dönemi ile bağlı mıdır? iii. Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmeyi temerrüdün haklı sebep teşkil etmesi nedeniyle feshetmek isteyen alacaklının borçluya ek süre (mehil) vermesi gerekir mi? A. Alacaklının Haklı Sebeple Fesih Hakkını Kullanmadan Önce Borçluya İhtarda Bulunması Gerekir Mi? Yukarıda açıklandığı üzere bir sözleşmenin haklı sebeple feshedilebilmesi için bir taraf açısından sözleşme ile bağlı kalmaya devamın beklenemez hale gelmesi yeterli değildir. Bu sübjektif şarta aynı zamanda objektif şart da eşlik etmelidir. Bu bağlamda, dürüstlük kuralı çerçevesinde, aynı şartlar altındaki makul bir insanın da sözleşmeyi haklı sebeple feshedeceği hallerde objektif şart da sağlanmış olur. 63 İsviçre Federal Mahkemesi ve öğreti haklı sebebin objektif ağırlığı yönünden ikili bir ayırım yapmaktadır: mutlak ağırlık ve nisbi ağırlık. Bu ayrım, özellikle bir sürekli borç ilişkisinin haklı sebeple feshi öncesinde borçluya ihtarda bulunulması gerekip gerekmeyeceği bakımından önem taşımaktadır. 63 Bkz. yuk. Bölüm I.B.2.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1