220 Haklı Sebeple Fesih İçin İhtarda Bulunmak, İhbar Süresi Tanımak ve/veya Ek Süre (Mehil) Vermek Gerekir mi? İsviçre Federal Mahkemesi BGE 127 III 15364 kararında sözleşmenin feshini haklı kılan sebebin ağırlığının mutlak veya nisbi olabileceğini belirttikten sonra ilk durumda sözleşmenin feshi için tek başına yeterli bir durumun varlığını, ikincisinde ise yapılan uyarıya rağmen sözleşme ihlalinin tekrarlanması nedeniyle ağırlığın meydana geleceğini kabul etmiştir. Buna göre, taraflar arasındaki güven ilişkisinin, bir tarafın sözleşmeyle bağlı kalması beklenemez şekilde yok olması veya derinden sarsılması halinde mutlak ağırlık söz konusu olacaktır. 65 Feshe dayanak teşkil edecek sebep taraflar arasındaki güven ilişkisini bir tarafın sözleşmeyle bağlı kalması beklenemez şekilde yok edecek veya derinden sarsacak ağırlıkta değil ise karşı tarafa ihtarda bulunulması gerekir. Örneğin, bir müşterisinin gizli bilgilerini bir hata sonucu ifşa eden bir işletmenin belirsiz süreli tedarik sözleşmesinin feshetmesi bakımından ihtar gerekir. Zira bu halde gerçekleşen ihlalin taraflar arasındaki güven ilişkisini onarılamaz şekilde zedelediğini kabul etmek genellikle güçtür. Ancak ihtara rağmen ihlalin tekrarlanması durumunda haklı sebebin meydana gelmesi söz konusu olacaktır. Buna karşılık, söz konusu ifşa eyleminin kasten yapılması halinde güven ilişkisi onarılamaz şekilde zedeleneceğinden borçluya herhangi bir ihtarda bulunulmaksızın sözleşmenin feshi mümkün olmalıdır. Türk Hukukunda da kanun koyucunun kimi sebepleri mutlak ağırlıkta sebepler sayarken bazı sebepleri bu nitelikte kabul etmediği ifade edilmektedir. Örneğin, TBK m. 316/3 hükmüne göre, konut ve çatılı işyeri kirasında, kiracı kiralanana kasten ağır bir zarar verirse, kiracıya verilecek sürenin yararsız olacağının anlaşılması veya kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranışının kiraya veren veya aynı taşınmazda oturan kişiler ile komşular bakımından çekilmez olması durum64 BGE 127 III 153: “Derhal işten çıkarılmayı haklı kılabilecek eylemin ciddiyeti mutlak veya nisbi olabilir. İlk durumda, gerçekleştirilen münferit bir eylemden kaynaklanır (örneğin, işçinin işveren fonundan para çekmesi). İkincisi, işçinin usulüne uygun olarak uyarılmasına rağmen sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal etmekte ısrar etmesinden kaynaklanmaktadır (örneğin, işçinin vaktinde gelmesi emredilmesine rağmen yine de işine geç gelmeye devam etmesi); burada, gerekli ciddiyet fiilin kendisinden değil, -ceza hukukundaki tekerrürde olduğu gibi- tekrarından kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte, somut bir olayda yeterli ciddiyetin söz konusu olup olmadığının tespiti her zaman bir değerlendirme meselesi olacaktır”. 65 Karar hk. detaylı bilgi ve açıklamalar için bkz. Altınok Ormancı, s. 144.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1