Türkiye Barolar Birliği Dergisi 176.Sayı

225 TBB Dergisi 2025 (176) Hüseyin Can AKSOY aksine Alman Hukuku’nda sürekli borç ilişkisi içeren sözleşmelerin haklı sebeple feshi için temerrüde düşen borçluya kural olarak ek süre verilmesi gerektiği hususu açıkça düzenlenmiştir. Türk hukukuna ilişkin değerlendirmelerimize yer vermeden önce Alman Medeni Kanunu’nun (BGB) ilgili hükümlerinin açıklanması faydalı olacaktır. 1. Alman Medeni Kanunu § 314 Uyarınca Haklı Sebeple Fesih 2002 yılında yapılan Borçlar Hukuku reformu ile § 314 BGB’ye sürekli edimli sözleşmelerin haklı sebeple feshine ilişkin bir genel hüküm eklenmiştir. Bu düzenleme genel hüküm niteliğinde olduğundan, bir sözleşme tipinin haklı sebeple feshine ilişkin kanunda özel hüküm bulunmadığı tüm durumlarda uygulama alanı bulacaktır.77 Söz konusu hükmün birinci fıkrasına göre, sürekli borç ilişkileri taraflardan herhangi birince haklı bir nedenle herhangi bir ihbar süresine uyulmaksızın feshedilebilir.78 Bu çerçevede, somut olayın tüm koşulları dikkate alındığında ve her iki tarafın menfaatleri tartıldığında, fesheden tarafın, sözleşmede kararlaştırılan sona erme tarihine kadar veya bir ihbar süresinin sona ermesine kadar sözleşme ilişkisini sürdürmesi makul olarak beklenemiyorsa, haklı nedenin var olduğu kabul edilir. Her ne kadar sözleşmenin haklı nedenle feshi bakımından feshe muhatap olan tarafın kusurlu olması aranmasa da kusurun varlığı menfaatlerin tartılması aşamasında önem taşıyabilir.79 a. Sözleşmesel Yükümlülüğün İhlali Halinde Kural: Uyarıda Bulunulması veya Ek Süre Verilmesi Haklı sebep daima sözleşmenin karşı tarafının bir sözleşmesel yükümlülüğünü ihlal etmesinden kaynaklanmaz. Bu nedenle, § 314 BGB hükmün ikinci fıkrası, haklı sebebin sözleşmesel bir yükümlülüğün 77 Kai Bonitz / Lennart Schramm, “Repetitio (non) est mater studiorum - Wiederholung nicht nötig! Zum Erfordernis der Abmahnung und des wiederholten Vertragsverstoßes bei der außerordentlichen Kündigung von Dauerschuldverhältnissen nach § 314 BGB wegen vertraglicher Pflichtverletzungen”, WM 2013, 1637-1639, s. 1637; Weigl, s. 912. 78 Hak sahibi tarafın ancak fesih sebebini öğrendikten sonra makul bir süre içinde fesih beyanında bulunabileceği [§ 314(3)] ve sözleşmenin feshinin, tazminat talep hakkını ortadan kaldırmadığı [§ 314(4)] da hükümde belirtilen hususlardandır. 79 Stürner, s. 166; Weigl, s. 913.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1