226 Haklı Sebeple Fesih İçin İhtarda Bulunmak, İhbar Süresi Tanımak ve/veya Ek Süre (Mehil) Vermek Gerekir mi? ihlalinden kaynaklanması halini özel olarak düzenlemektedir. Buna göre, bir sözleşmesel yükümlülüğün ihlali nedeniyle haklı sebeple fesih yoluna gitmek isteyen taraf kural olarak karşı tarafa uyarıda (Abmahnung) bulunmalı veya ek süre vermelidir. § 314 BGB bağlamında uyarıda bulunulması veya ek süre verilmesi, borçluya davranışlarını değiştirerek taraflar arasındaki güveni yeniden tesis etmek bakımından son bir şans verilmesini amaçlamaktadır. 80 Zira fesih hakkının kullanılması, uyarının sonuçsuz kalmasından veya ek sürenin sona ermesinden sonra mümkün olacaktır. 81 Sözleşmeyi feshetmek isteyen alacaklının ne zaman ek süre vereceği veya uyarıda bulunacağı kendi takdirinde değildir.82 Zira § 323 (3) BGB hükmüne göre, uyarı yalnızca, ihlal edilen yükümlülüğün niteliği gereği ek süre verilmesi mümkün değil ise yapılır. Öte yandan, yükümlülük ihlali veya sonuçları devam ediyorsa ek süre verilmelidir.83 Daha açık bir ifadeyle, borçlunun olumlu bir eylemde bulunması gerekiyorsa, örneğin yükümlülüklerini yerine getirmesi veya yükümlülük ihlalinin sonuçlarını ortadan kaldırması gerekiyorsa ya da bir kaçınma yükümlülüğün ihlali söz konusu ise, alacaklı ek süre vermelidir.84 Öte 80 Grund Martens, beck-online Grosskommentar (Gsell/Krüger/Lorenz/Reymann ed.), Stand: 01.01.2022, § 314 Rn. 66. 81 Uyarı kavramı BGB’de tanımlanmamıştır. Ancak, uyarı alacaklının borçluya yaptığı ifa çağrısı olan ihtardan (Mahnung) farklıdır. Zira uyarı, alacaklının borçlu tarafından gerçekleştirilen bir yükümlülük ihlaline ilişkin bildirimidir. Bu bağlamda, uyarı söz konusu ihlalin ne olduğunu ve olası yaptırımları içerir. Karl v. Hase, “Fristlose Kündigung und Abmahnung nach neuem Recht”, NJW 2002, 2278, s. 2280; Sebastian Kolbe, “Rechtsschutz gegen vertragsrechtliche Abmahnungen”, NJW 2008, 2685, s. 2686. Gerçekten de uyarının amacı, borçluya borca aykırılığın yinelenmesi halinde bunun hukuki sonuçları olacağının bildirilmesidir. Bu bağlamda, uyarının sonuçsuz kalması, uyarıya rağmen borçlunun borca aykırı davranışını tekrarlamasını ifade eder. Bonitz/Schramm, s. 1638. Bu açıdan uyarı, sözleşmesel yükümlülük ihlalinin ağırlığı ile uygulanacak yaptırımın sonuçlarını dengeleme işlevi görür. Kolbe, s. 2686. 82 Stefanie Jung, NomosKommentar, BGB Schuldrecht (Dauner-Lieb/Langen ed.), Nomos, Baden-Baden 2021, § 314 Rn. 46; Reinhard Gaier, Münchener Kommentar zum Bürgerlichen Gesetzbuch (Säcker/ Rixecker Oetker/ Limperg ed.), C.H. Beck, München 2022, § 314 Rn. 37; BeckOGK/Martens BGB § 314 Rn. 56. 83 Bonitz/Schramm, s. 1637. 84 Yapma ve kaçınma yükümlülükleri arasında ayrım yapmanın güçlüğüne işaret eden v. Hase, ayırt edici unsurun borca aykırılığın halen devam edip etmediği olması gerektiği görüşündedir. Yazara göre, borca aykırılık devam ediyor ise borçluya uygun bir ek süre verilmelidir. v. Hase, s. 2280.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1