Türkiye Barolar Birliği Dergisi 176.Sayı

13 TBB Dergisi 2025 (176) Mehmet Emin ÇAĞIRAN tanıyan IX. maddesindeki uzlaşma şartını (compromissory clause) kabul etmiş olmasını aslında bir silahlı çatışma olan mevcut durumu Divan önüne getirmek için kullanmaktır. Divan’ın tartışmadığı, İsrail ve muhalif hâkimlerin sadece belirtmekle yetindikleri bu iddia birisi dava özelinde ve öbürü genel olarak iki açıdan değerlendirmeyi hak etmektedir. Uzlaşma şartının amacı dışında herhangi bir silahlı çatışmayı soykırım iddiasıyla Divan’ın önüne getirmek için istismar edilmesi veya daha yerinde bir ifadeyle istismar edilmeye çalışılması mümkündür.28 Buna karşı genel bir cevap olarak şu söylenebilir ki söz konusu şartın kabul edilmiş olması tek başına şikâyetin kabulü için yeterli temel oluşturmaz; maddi ve manevi unsurlarıyla soykırım suçunun işlendiğine dair emarelerin bulunmadığı bir silahlı çatışmada – şayet Divan da kötü niyetli değilse – yetkisizlik kararının alınıp müracaatın listeden düşürülmesi bir formaliteden ibaret olacaktır. Bununla birlikte, silahlı çatışmalarda bilhassa taraflardan birisinin daha baskın olduğu ve can kayıplarının arttığı durumlarda her zaman net bir hukuki nitelendirme yapmak da kolay değildir. Böyle bir durumun soykırım iddiasıyla Divan önüne getirilmesi başvurucunun yargı yoluyla çözüm arayışı olabileceği gibi siyasi sebeplerle de olabilir. Hatta başvurucu birden fazla motifle hareket ediyor olabilir. Her halükarda Divan belirli kıstaslara göre bir müracaatı kabul edip dava sürecini başlatmaktadır, dolayısıyla gerekli şartların oluşması halinde motifinden bağımsız olarak her iddia dava konusu olabilir. 28 Örnek olarak, 1999 yılında NATO’nun hava bombardımanına karşı Yugoslavya’nın (Sırbistan) diğer bazı gerekçelerle birlikte Soykırım Sözleşmesi madde IX’u kullanarak NATO üyesi 10 devlete dava açması ve saldırıların durması yönünde ihtiyati tedbir talebinde bulunması anılabilir. Divan Yugoslavya’nın tedbir talebini reddetmiştir: “Bir devlete karşı güç kullanma tehdidi ya da kullanılması kendi başına Soykırım Sözleşmesi’nin II. maddesi anlamında bir soykırım eylemi oluşturamaz ve Divan’ın görüşüne göre, yargılamanın bu aşamasında, Yugoslavya başvurusunun konusunu oluşturan bombalamaların gerçekten de bir gruba yönelik kasıt unsuru içerdiği görülmemektedir (Legality of’ the Threat or Use of Nuclear Weapons. Advisory Opinion, I.C.J. Reports 1996 (I), p. 240, para. 26). Dolayısıyla Divan, yargılamanın bu aşamasında, Yugoslavya tarafından davalıya isnat edilen fiillerin Soykırım Sözleşmesi hükümleri kapsamına girebileceğine karar verecek durumda değildir. Yugoslavya tarafından ileri sürülen Sözleşme’nin IX. maddesi, bu sebeple, bu davada Divan’ın yargı yetkisinin ilk bakışta (prima facie) dayandırılabileceği bir temel oluşturamaz”. Legality of Use of Force (Yugoslavia v. Belgium), Provisional Measures, Order of 2 June 1999, I.C.J. Reports 1999, §§ 40-1.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1