Türkiye Barolar Birliği Dergisi 176.Sayı

332 Trafik Kazalarının Neden Olduğu Sürekli İş Görmezlik Hallerinde Tazminat Hesaplama Yöntemlerinin Karşılaştırılması dir. Yargıtay kararlarında ve Genel Şartlar’da işaret edilen yöntemlerin farklı olması nedeniyle sektördeki uygulamalarda elde edilen tazminat tutarları ile Yargıtay’ın benimsemiş olduğu hesaplama ilkeleri sonucu elde edilen tazminat tutarları arasında olağan olarak farklılıklar söz konusu olmaktadır. Bu farklılıklar ise tazminat ödeme döneminde sigorta şirketleri ile hak sahiplerinin anlaşamama durumunu doğurmakta ve sürecin yargıya taşınmasına sebep olmaktadır. Bu durum oluşan zararın mümkün olan en kısa sürede telafisini engellerken yargı süreci sonucu oluşan ek maliyetleri de beraberinde getirmektedir. Bu çalışmada sürekli iş göremezlik tazminat tutarlarının tespitinde Yargıtay kararlarında ve Genel Şartlar’da işaret edilen yöntemler sonucu elde edilen tazminatlar örnek vakalar çerçevesinde hesaplanmıştır. Elde edilen sonuçlar karşılaştırılarak yöntemlerin ürettiği sonuçlar arasındaki farklılıklar değerlendirilmiştir. Çalışmada 20, 40 ve 60 yaş kırılımlarında, %10 maluliyet oranı ile TRH 2010 yaşam tablosu kullanılarak farklı faiz oranlarıyla hem bakiye ömür hem de tam hayat anüitesi yaklaşımlarıyla, asgari ücret gelir tutarı dikkate alınarak progresif rant yöntemi ve aktüeryal yönteme göre belirlenmiş olan sürekli iş görmezlik tazminat tutarları 42 adet örnek üzerinden hesaplanmıştır. Çalışma yaş kırılımları genişletilerek ve örnek adetleri çoğaltılarak gerçekleştirilecek yeni çalışmalara örnek niteliğindedir. Tazminat tutarları ve oransal farklar genel olarak değerlendirildiğinde, progresif rant yöntemi ile aktüeryal yöntem tam hayat anüitesi yaklaşımı (%0 teknik faiz) sonuçlarının birbirlerine %1’ler civarında çok yakın sonuçlar ürettiği görülürken teknik faizin %0’dan farklı olması durumunda progresif rant yöntemi ile aktüeryal yöntemlere göre belirlenen tazminat tutarları arasında ortalama %25-%30’lar civarında ciddi farklar oluştuğu görülmektedir. Bu farklar doğru yöntemin kullanılması gerekliliğini gerçek zarar ilkesi ve tazminat prensibi ile birlikte matematiksel olarak da bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu durumda kanunlara, aktüeryal prensiplere ve dolayısıyla gerçek zarar ilkesine uygun olarak doğru yöntemin hangisi olduğu sorusunun cevaplandırılıp uygulamaya alınması, hasarın doğru olarak belirlenmesi, en kısa sürede ödenmesi, sebepsiz zenginleşme ve tazminat dışı ek maliyetler gibi sorunların aşılmasını sağlayacaktır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1