352 “Türk’ün Ruhundan Doğan Kanunlar İsteriz”: Erken Cumhuriyet Döneminde Medeni Hukuk Yapımına Yönelik Üç Görüş ve Hukuk Politikasının Değişikliği Üzerine Bir Değerlendirme “Alman Medeni Kanunu yalnız hukukçular için hazırlanmış zehabını verdiği halde, İsviçre Medeni Kanunu hukukçular için olduğu kadar halk için de yazılmış bir kanundur”.46 ifadelerine yer vermektedir. Burada dikkat çekici olan diğer bir mesele bağımsızlığını kazanmasına rağmen egemenlik kullanımıyla ilgili kısıtlama altındaki devletlerin resepsiyonu bu bağlardan kurtulmak amacıyla bir enstrüman olarak kullanmasıdır. Özellikle kısıtlamalar arasında ağır şartlar taşıyan ticaret anlaşmalarının önem taşıdığı bilinmektedir.47 Bu doğrultuda 1923’ten başlayarak kanunun kabulüne kadar gelinen süreçte İsviçre’den medeni kanun alınmasının diğer bir sebebi Lozan Barış Antlaşması’nın 42. maddesindeki48 devletin yasama ve yargı işlerine kısıtlama getiren dış müdahale ihtimalini ortadan kaldırmaktır49. Bu sayede Avrupalı devletlerin devlet egemenliğine sürekli müdahale etmesine yol açan konsolosluk ve cemaat mahkemelerinin sona erdirilmesi hedeflenmiştir.50 Gerçekten medeni kanun hususu büyük oranda 46 Samim Gönensay, “Medeni Kanun’un Yeniden Tetkik ve Tashihine İhtiyaç Vardır”, İstanbul Hukuk Fakültesi Mecmuası, İstanbul 1940, Cilt VI, s. 52. Bu hususta Atamer gerek laik bir hukuk sisteminin oluşturulması gerek azınlık sorunun çözülmesi bakımından İsviçre Medeni Kanunu’nun bağımsızlığını sağlamak isteyen Türkiye Cumhuriyeti’ne çok iyi bir seçenek oluşturduğunu ifade etmektedir. Atamer, Yeşim M., “Rezeption und Weiterentwicklung des schweizersichen Zivilgesetzbuches in der Türkei”, Rabels Zeitschrift für ausländisches und internationales Privatrecht, Hamburg 2008, C. 72, S. 4, s. 733. 47 Bozkurt, s. 11. 48 Lozan Barış Antlaşması 42. maddesinin ilk iki fıkrası bu hususu düzenlemektedir: “Türk Hükümeti, Müslüman-olmayan azınlıkların aile durumlarıyla [statüleriyle, aile hukukuyla] kişisel durumları [statüleri, kişi halleri] konusunda, bu sorunları, söz konusu azınlıkların gelenek ve görenekleri uyarınca çözümlenmesine elverecek bütün tedbirleri almayı kabul eder. Bu tedbirler, Türk Hükümetiyle ilgili azınlıklardan her birinin eşit sayıda temsilcilerinden kurulu özel Komisyonlarca düzenlenecektir. Anlaşmazlık çıkarsa, Türk Hükümetiyle Milletler Cemiyeti Meclisi, Avrupa’lı hukukçular arasından birlikte seçecekleri bir üst-hakem atayacaklardır”. Seha L. Meray, Lozan Barış Konferansı/Tutanaklar-Belgeler İkinci Takım Cilt II, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2001, s. 12. 49 Taha Akyol, Medine’den Lozan’a: Çok-hukuklu Sistemin Tarihteki Deneyleri, Doğan Kitap, İstanbul 1996, s. 173. Aydın, Lozan görüşmeleri sırasında İtalyan ve İngiliz delegelerin hukukta köklü değişim yolunda bir işaret bulunmadığından ötürü Türkiye Cumhuriyeti’nde tek bir medeni kanunun kabul edilmesinden Hristiyan toplulukların zarar göreceği yolunda itirazları olduğunu ifade etmektedir. Aydın, s. 172. 50 Gülnihal Bozkurt, Azınlık İmtiyazları-Kapitülasyonlardan Tek Hukuk Sistemine Geçiş, Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1