358 “Türk’ün Ruhundan Doğan Kanunlar İsteriz”: Erken Cumhuriyet Döneminde Medeni Hukuk Yapımına Yönelik Üç Görüş ve Hukuk Politikasının Değişikliği Üzerine Bir Değerlendirme hukuk politikasındaki belirsizliktir; zira Mahmut Esat Bey’in Adliye Vekilliği’ne kadar olan dönemde Türkiye Cumhuriyeti’nin kanun alımlarında Batı’dan resepsiyonlara yöneleceğine dair kesin bir işaret bulunmamaktadır. Bu hususta başta Medeni Kanun olmak üzere sekülerleşme sürecinin büyük bir zorluk oluşturacağı inancının rol oynadığı kabul edilmelidir. Diğer bir ifadeyle cumhuriyet belli başlı sekülerleşme emarelerini Milli Mücadele sonrasında göstermeye başlamıştır; ancak mesele devlet yapısı ve aileye dönük kapsamlı dönüşümlere geldiğinde bu durum kurucu iradeye mensup üyeler arasında problemli bir unsur olarak ortaya çıkmıştır.67 Meclis içi tartışmalara bakıldığında kanunların kabulü ve tatbiki hususunda genel iradede parçalı bir yapı görülmektedir. Öyle denebilir ki 1923 sonunda resepsiyon fikri bu irade içerisinde en güçsüz kanat olarak görünmektedir; ancak bu mesele giderek kültür ve hukuk sosyolojisi penceresinden Fındıkoğlu’nun ifadesiyle bir “ibda-iktibas” mücadelesine dönüşecektir. Üç vekilin dönemleri de Meclis’te farklı görüşlerin cereyan ettiği bir atmosferi göstermektedir; zira 1923-1925 arasındaki görüşler Mecelle’nin yeniden tanzim edilmesini destekleyenler, Gökalp çizgisindeki yerli kanun yapımını savunan görüş ve kodifikasyonu savunan devrimci-radikal görüş olarak değişiklik göstermektedir.68 Bir diğer ifadeyle cumhuriyeti kuran kadrolarda devrim ve bağımsızlık sonrası süreci en baştan itibaren doğrudan toptan değişim ile açıklamak hatalı bir uygulama olacaktır; zira toptan değişim ve yeniye yönelme birlik içerisindedir. Osmanlı dönemindeki yenileşme hareketleriyle Erken Cumhuriyet arasında bir bağ bulunmaktadır; ancak ondan ayrılan, kopuşa sebep olan bir büyük yan daha vardır.69 67 Çiğdem Dumanlı, “Mahrem Alanda Sivil Hukuk İnşası: Mahmut Esat Bozkurt’un Medeni Kanun Gerekçesi Ve Eugen Huber Kaynakçası”, Belgi Dergisi, S. 26, Denizli 2023, s. 5-6. Birinci Meclis’ten itibaren mebuslar arasındaki kompozisyon yapısı esasen ideolojik bir ayrışmayı yansıtmaktadır. Muhafazakârlık, inkılapçılık ve Bolşeviklik temelli ideolojik çatışmalar Meclis’in açılış döneminden itibaren ağırlığını göstermektedir. Müdafaa-ı Hukuk cemiyetinin partizanlığa karşı geliştirdiği tepkilere karşın I. Meclis, Bolşevizmden etkilenmesi ve Bolşevik grubun ise içerisindeki Yeşil Ordu, Türkiye Komünist Partisi, Halk İştirakiyyun Fırkası gibi oluşumlarla dikkat çekici bir niteliğe sahip olduğu belirtilmelidir. Rıdvan Akın, Türk Siyasi Tarihi, XII Levha Yayınları, İstanbul 2019, s. 109-111. 68 Akyol, s. 532- 539. 69 Aygün, s. 34-38.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1