Türkiye Barolar Birliği Dergisi 176.Sayı

367 TBB Dergisi 2025 (176) Çağatay ŞAHİN nun resepsiyon şekli idari, dini, tarihi ve terminolojik bakımdan farklı yönlerden gelen eleştirilerin odağı olmuştur. Kilise hukukundan esinlenilerek ve Hristiyan dinine bağlı kalınarak hazırlandığından ötürü kanunun Müslüman topluma etkin şekilde uygulanamayacağı vurgulanmış, bu sebepten dolayı “hazır bir elbise gibi bir kanunun iktibas edilemeyeceği” yönünde görüşler belirtilmiştir.100 Ayrıca bu görüşün Meclis’te kanun alımına dair usulen bir itiraz ile ilişkili olduğunun altı çizilmelidir. Görüşmeler sırasında Afyon Mebusu Ali Bey’in teklifiyle Kanunu Medeni’nin bir oylama üzerinden bütün olarak kabul veya reddi teklif edilmiş, Sivas mebusu Halis Turgut Bey ise kanunun madde madde müzakere edilmesi gerektiğine yönelik itirazda bulunmuştur.101 Buna karşılık Sinop Mebusu Yusuf Kemal Bey’in oylama öncesi Medeni Kanun ile ilgili Meclis’teki konuşmasının tasarının kül halinde kabulüne ilişkin dikkat çekici olduğunu burada söylemek gerekir; zira buradaki itiraz, kanunun her maddesinin oylamaya açılarak tartışılmasına dairdir. Kanunun bütün halinde kabulüne karşı çıkanlara bundan önceki medeni kanunla ilgili düzenlemelerin hiçbirinin müzakere ederek veya toplumun dâhil olduğu uzun zamana yayılan tartışmalarla kabul edilmediği yolundaki eleştirilerle karşı çıkılmıştır. Meşrutiyet yıllarında Hukuk-ı Aile Kararnamesi’nin dahi Meclis’ten geçirilmemiş olduğuna dikkat çeken Yusuf Kemal Bey, herhangi bir tereddüt görüntüsüne mahal verilmeden tasarının oybirliğiyle kabul edilmesi gerektiğini beyan etmiştir. Bu konuşmalara verilen desteklerin ardından İsmet Bey’in hata ve sevap cetveli ile kanunun kabul edileceğini açıklaması sonrası kanun müttefiken kabul edilmiştir.102 Cumhuriyet öncesi kanunlaştırma hareketlerindeki bir diğer zorluk, Mecelle İslam hukuku kökenli iken bu kanuna bağlı olan diğer kanunların çoğunun Fransa’dan iktibas edilmesidir. Diğer bir deyişle ana hukuk İslam hukuku kökenli iken diğer kanunlarda başta ticaret alanı olmak üzere kaynağın farklı bir coğrafyadan gelmesinin ahenkgözükmektedir. Bundan dolayı da eklektik müdahalelerin ortaya çıkardığı boşluk devrimci müdahaleler için hem bir bahane hem de bir gerekçeye dönüşmüştür”. Ocakoğlu, s. 311. 100 Zeynep Özlem Üskül Engin, Türkiye’de Evlenmenin Evrimi, İstanbul, Beşir Kitabevi, İstanbul 2008, s. 122-124. 101 Türkiye Büyük Millet Meclisi Tutanak Dergisi, D.C.I. S.22, s. 542-545. 102 Öztürk, s. 546.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1