Türkiye Barolar Birliği Dergisi 176.Sayı

376 “Türk’ün Ruhundan Doğan Kanunlar İsteriz”: Erken Cumhuriyet Döneminde Medeni Hukuk Yapımına Yönelik Üç Görüş ve Hukuk Politikasının Değişikliği Üzerine Bir Değerlendirme tesinin rolünü hukuki anlamıyla değil, kültürel veçheden algıladığını ve devletin halkın temsilcisi olması sebebiyle hukuk dayatma gücünün bu alanda sınırlandırıldığını söylediği ifade edilmelidir.129 Bu yönüyle Tarihçi Okul destekçilerinin muhafazakâr görüşlerini ortaya koyarken faydalandığı ve evrensel ilkeler üzerinde yükselen bir ortak hukuku savunarak rasyonel düşünceyi eleştirdiği ifade edilebilir. Bu eleştiride toplumsal mühendislik çalışmaları ideolojik girişimler olarak görüldüğünden geleneğe dayalı ilerleme savunulmuş, geleneklerden ani kopuşlara ise şiddetle karşı çıkılmıştır.130 Tarihçi Okul’un tezlerinin Medeni Kanun’un kabul görüşmelerine büyük oranda etki ettiğini söylemek mümkündür. Medeni Kanun’un ilk maddesi hâkime kanunda boşluk olduğu takdirde pozitif hukukun dışına çıkabilme izni vermesi bakımından kanun alımına yönelik doğal hukukçu bir değişiklik olarak değerlendirilmektedir; ancak Güriz’e göre madde hâkimden ilk önce örf ve âdet hukukuna göre çözüm bulmasını istememektedir. Hâkim bunu yaparken pozitif hukukun tamamen dışına çıkamaz, örf ve âdet hukuku pozitif hukuka ters düşmemelidir. Bu sebeple kanunun birinci maddesi daha çok Tarihçi Hukuk Okulu’na yakın görüşler çerçevesinde değerlendirme görmektedir.131 İlk maddeden bu anlaşılmaktadır; ancak etkinlik kazanan tabiî hukuk görüşüne karşın Türk hukuk sisteminde hukuku bir emirler bütünü olarak kavrayan pozitivist görüşün ağırlık kazandığı açıktır. Burada hukukun cebre uygun olduğunu ifade eden pozitivist anlayışın güçlü bir şekilde idari anlayışta varlığını sürdürdüğünü söylemek gerekmektedir.132 Medeni Kanun ile ilgili itirazların kanun alımı tartışmalarından itibaren yaygın şekilde gündeme geldiğini ifade eden 129 Şüphesiz yasakoyucunun hukuk yapımındaki rolünün etkinliğindeki artış, tarihsel süreçte baskın hale gelmiş bir meseledir. Yasakoyucunun rolünün geleneksel hukuk oluşumu karşısındaki baskınlığının tezahürü kodifikasyon ise yalnızca Alman coğrafyasında değil, Anglo-Amerikan hukuk düşüncesi üzerinde de bir tehdit olarak o dönemde etkili olmuştur. Bu hususta Savigny’nin yazılarının Britanya ve Amerikan hukuk düşüncesinde büyük etkileri olduğunu söyleyen Cotterell’e göre hukuki gelişim anlayışından common law teorisyenleri yararlanmışlar ve hukukun topluluk ile olan bağıyla ilgili gerekçelendirmelerinde bu argümanları sıklıkla kullanmışlardır. Cotterell, 2022, s. 71-72. 130 Güler, s. 142-144. 131 Güriz, s. 417. 132 Adnan Güriz, Hukuk Felsefesi, Siyasal Kitabevi, Ankara 2011, s. 418-419.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1