69 TBB Dergisi 2025 (176) Uğur ARSLAN 5275 sayılı Kanun’un 17’nci maddesi gereğince bu hükümlülerin hapis cezalarının infazının ertelenmesi de caiz olmadığı gibi Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’ne göre terör suçu veya örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçların doğrudan açık kurumda infazı kabil değildir. Yine terör suçu ve örgütlü suçlardan hükümlü olanların kapalı kurumdan açık kuruma geçebilmesi mensubu oldukları örgütten ayrıldıklarının idare ve gözlem kurulu kararıyla tespit edilmesi ve koşullu salıverilme tarihine bir yıldan az süre kalmış olmasına bağlıdır. e. Terör Suçları İnsanlık suçu olarak nitelendirilen terör eylemleri ve terör suçları temel hak ve hürriyetleri, demokratik düzeni, toplumsal yapıyı ve toplumsal barışı hedef aldığından, çok ciddi suçlar olarak kabul edilmiş bu suçu işleyen faile/faillere ve suçun işlenmesine yardım edenlere, terörün, terörizmin ve terör örgütünün propagandasını yapanlara ve hatta terör örgütü üyesi olmasa bile örgüt adına suç işleyenlere ağır cezai yaptırımlar öngörülmüştür. Mevzuatımızda “terör suçları” başlığı altında tasniflenen ya da sıralanan ayrı bir suç grubu yoktur. Bunun yerine, 3713 sayılı Kanun’un 3 ve 4’üncü maddelerinde sayılan suçların terör maksadıyla işlenmesi hallerinde terör suçu/suçlarının işlenmiş olacağı şeklinde bir yöntem benimsenmiştir.91 Zira, terör ve terörizm terimlerinin işaret ettiği eylemlerin kendileri bizatihi ayrı bir suç olmayıp, bu terimler aslında bir yönteme veyahut suç teşkil eden fiilîn niteliğine işaret etmektedir. Bu yüzden de bazı istisnalar dışında, kimi ülkelerin ceza kanunlarında 91 15 Temmuz 2003 tarihinde yürürlüğe giren 4928 sayılı Kanun’un 20’nci maddesiyle TMK’nın 1’inci maddesine ve 18 Temmuz 2006 tarihinde yürürlüğe giren 5532 sayılı Kanun’un 6’ncı maddesi ile TMK’nın 7’nci maddesinde önemli değişiklikler yapılmış, cebir ve şiddet kullanma terör ve silahlı terör örgütü suçlarının maddi unsuru haline getirilmiş ve “Terör ve Örgüt Tanımı” başlıklı 1. maddenin başlığının “Terör Tanımı” olarak değiştirilmiştir. Bu değişikliğe gerekçe olarak; “26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı TCK’nın 220’nci maddesinde, Türkiye’nin de taraf olduğu “Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi”nin 2’nci maddesinin (a) bendinde yer alan tanıma uygun olarak, suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüt tanımlaması yapıldığı için, Terörle Mücadele Kanunu’nda ayrıca örgüt tanımlaması yapılmasına gerek görülmemiştir. Bu düşüncelerle, söz konusu Kanun’un 1’inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarının yürürlükten kaldırılmasına paralel olarak, madde başlığı da değiştirilmiştir” hususları gösterilmiştir.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1