Türkiye Barolar Birliği Dergisi 176.Sayı

71 TBB Dergisi 2025 (176) Uğur ARSLAN Terör suçları hakkında TMK m. 7, TMK m. 1’e ve TCK’nın 314’üncü maddesinde düzenlenen “silahlı örgüt” suçuna atıf yapmıştır. TCK’nın 314’üncü maddesinde ise “suç işlemek için örgüt kurma” başlıklı TCK’nın 220’nci maddesine gönderme yapıldığı görülmektedir. Dolayısıyla bir eylemin terör suçu kabul edilebilmesi için; eylemin TMK m. 3 ve 4’te sayılan suçlar arasında olması, cebir ve şiddet kullanılarak, baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden herhangi birine başvurulması (TMK m. 7), Türkiye Cumhuriyeti devletini, kamu düzenini veya anayasal kurumları hedef alması (TMK m. 1) bir örgütün çatısı altında irtikap edilmiş olması (veya örgüt adına suç işlenmesi) (TCK m. 220 ve TCK m. 314) gerekmektedir. TMK’ya göre, bir fiilîn terör suçu olarak kabul edilebilmesi için; suç teşkil eden bir fiil, suçun işleniş biçimi (yöntem),95 amaç ve örgütsel birliktelik şeklinde dört temel unsurun birlikte meydana gelmesinin arandığı anlaşılmaktadır.96 Yukarıda da ifade edildiği üzere, TMK’nın 1’inci maddesinde terörün tanımı yapılarak terör örgütlerinin amaçları sayılmış, 3 ve 4’üncü çok yeni düzenleme yapılmış fakat esas değişiklikler darbe girişiminden sonra yapılan OHAL KHK’ları ile olmuştur. Bu KHK’lar sonradan kanunlaştırılarak, yapılan değişiklikler kalıcı hale getirilmiştir. Örneğin 18.07.2021 tarihli ve 7333 sayılı Kanun bu kabildendir. 95 AYM kararına göre, madde metninde belirtilen “baskı, cebir ve şiddet, korkutma, yıldırma, sindirme, tehdit” yöntem olarak kabul edilmeli, suçun saiki sayılmamalıdır. Bkz. AYM, E. 1991/18, K. 1992/20, 31.03.1992 (RG, 27 Ocak 1993, Mükerrer, S.). 96 Öğretide TMK’nın 1’inci maddesinde sayılan yöntemlerin ve terimlerin çoğunun anlam ve sınırlarının belli olmadığı, bu nedenle kanunilik ilkesine aykırı olarak formüle edildiği savunulmuştur. Nitekim dönemin ana muhalefet partisi olan Sosyal Demokrat Halkçı parti anılan aralarında mezkûr 1’inci maddenin de bulunduğu TMK’nın birçok maddesine karşı iptal davası açmış, AYM ilgili kural hakkında; “1. maddede terör tanımı yapılırken cebir şiddet tehdit gibi ceza yasasında sıkça başvurulan, yerleşmiş, uygulamada sorun yaratmayan kavramların yanında, “baskı”, “korkutma”, “yıldırma”, “sindirme” gibi yeni kavramlara yer verilmiştir. Ne var ki, bu belirtilen kavramlar yasallık ilkesini zedeleyebilecek nitelikte anlaşılmaz, ilgisiz, özgürlükler açısından kötüye kullanılabilir kavramlar değildir. Tümü “cebir, şiddet, tehdit kavramları ile yakından ilişkili, benzer anlamalara gelen, belli bir şiddeti anlatan, büyük olasılıkla uygulamada ceza hukukunun bilinen kavramlarıyla özdeşleşecek ya da eş anlamlı kullanılacak olan yeni kavramların gerekliliği tartışılabilir. Ancak, yasallık ilkesine aykırı değildir”, demek suretiyle kavramların belirsiz olması ile ilgili tartışmalara katılmadığını ortaya koymuştur. Bkz. AYM, E. 1991/18, K. 1992/20, 31.3.1992, RG, 27.01.1993, S. 21478.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1