Türkiye Barolar Birliği Dergisi 148.Sayı

112 Menfî Tespit Davalarını Zorunlu Arabuluculuğa Dahil Saymanın Gereksizliği Üzerine kabulü hâlinde, dava şartına tabi olmadığı düşünülerek açılan menfî tespit davası sırasında, para borcu ödenmek zorunda kalınırsa, dava- nın kendiliğinden istirdat davasına dönüşebileceği de düşünüldüğün- de, o takdirde, yasa koyucunun düzenlemesindeki gibi bir para alacağı söz konusu olacak, ancak, dava şartı arabuluculuğa tâbi olmaksızın so- nuçlandırılması hâli gündeme gelecektir, ki yasa koyucunun amacının bu olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca yasal düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında arabuluculuk zorunlu hale getirilirken, dava tipi olarak bir sınırlandır- ma yapılmadığı, taleplerden söz edildiği de dikkate alındığında ticari menfî tespit davasının da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğu kabul edilmelidir.” İstanbul 12. Bölge Adliye Mahkemesi örneği 9 ise şöyledir: “... hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan ala- cak ve tazminat talepleri hakkındaki ticarî davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hâle getirilmiş, yani arabulu- culuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır. Buna göre, kanunun lafzına bakıldığında ‘ve’ bağlacı nedeniyle ‘alacak ve tazminat talebinin’ aynı dava içerisinde ve birlikte talep edilmesi ge- rektiği anlamı çıkmaktadır. Bu da kanun koyucunun amaçladığı bir durum olarak yorumlanamaz. Bir kısım uygulayıcının vardığı sonuç gibi sadece alacak veya tazminat davalarında arabuluculuk dava şartı öngörüldüğü gibi bir sonuca da varılamamaktadır. Ayrıca her menfî davasının, istirdada dönüşebileceği de gözden uzak tutulmamalıdır. Kanun’da alacaklı veya borçlu tarafından açılacak dava ile ilgili her- hangi bir ayırım ve sınırlama da yer almamıştır. Burada kanun koyucu talep veya dava türü ne olursa olsun ‘dava konusu bir miktar para alacağı’ olan tüm talepler hakkında, alacaklı ve borçlu açısından bir ayırım yapılmadan ve bir sınırlama getirilmeden dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasını, dava şartı olarak düzenlemeyi amaçlamıştır. Elbette ki ‘menfî tespit’ talebi ile ‘alacak’ talebi hukuken aynı kavramlar değildir ve bu davalar sonucunda netice-i talepler ile kurulacak hükümler de farklıdır. Ancak burada dava konusu bir mik- 9 İstanbul 12. BAM, 31.12.2019, 2456/1688 (UYAP). Bu yönde bkz. İstanbul 12. BAM, 31.12.2019, 2152/1681 (UYAP); İstanbul 12. BAM, 26.12.2019, 2292/1643 (UYAP); İstanbul 12. BAM, 26.12.2019, 2253/1641 (UYAP).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1