Türkiye Barolar Birliği Dergisi 148.Sayı

113 TBB Dergisi 2020 (148) Muhammet ÖZEKES / Pınar ÇİFTÇİ tar para alacağı ise, açılacak davanın ya da talebin ne olduğunun bir önemi yoktur. İster alacak ister menfî tespit ister istirdat ister itirazın iptali ister tazminat talebi olsun bu davaların ortak noktası ‘dava ko- nusunun bir miktar para alacağı’ olduğudur. Sadece netice-i talepler ve mahkemelerce kurulacak hükümler birbirinden farklıdır. Sınırlayıcı bir yorum yaparak maddenin sadece ‘alacak’ veya ‘tazminat’ davala- rıyla sınırlı bir uygulama yapmanın kanun koyucunun iradesine aykı- rı olacağı muhakkaktır. Bu nedenle 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi gereğince menfî tespit talepleri hakkında dava açılmadan önce arabu- lucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmesi usûl ve yasaya uygun olduğundan...” Buna benzer şekilde İstanbul 13. Bölge Adliye Mahkemesi 10 , İs- tanbul 15. Bölge Adliye Mahkemesi 11 ve İstanbul 19. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 12 de menfî tespit davalarında zorunlu arabuluculuğun geçerli olduğu ve arabulucuya gidilmeden açılan davaların dava şartı yokluğu sebebiyle reddedilmesi gerektiği yönünde kararları bulun- maktadır. Bu kararlara bakıldığında, temel gerekçeler ya kanunun ifa- 10 “İİK 72. madde anlamında açılmış bulunan menfî tespit davaları da olumsuz yönde bir miktar paranın ödenmesine dair alacak davası olduğundan (talep bir miktar paranın ödenmesi gerekmediğinin tespitine ilişkindir), TTK 5/A maddesi kapsamında arabuluculuk dava şartına tabi davalardandır. Davacı, dava açma- dan önce arabuluculuğu başvurduğuna dair beyanda bulunmadığı gibi dosya içe- risinde de arabuluculuğa başvuruya (ve sona ermesine) ilişkin belge de bulunma- maktadır. Bu durumda 6325 sayılı Yasa’nın 18/A-2 maddesine göre davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde yasaya aykırı bir durum söz konusu değildir”. İstanbul 13. BAM, 11.12.2019, 1478/1806 (UYAP). 11 “... Taraflar arasındaki dava menfî tespit davası olup, her iki taraf da tacir oldu- ğundan TTK’nın 5/A maddesi gereğince, dava açılmadan önce arabulucuya baş- vurulmuş olması dava şartıdır”. İstanbul 15. BAM, 28.11.2019, 2087/1476 (UYAP). Bu yönde ayrıca bkz. İstanbul 15. BAM, 12.02.2020, 286/237 (UYAP); İstanbul 15. BAM, 04.12.2019, 2103/1517 (UYAP); İstanbul 15. BAM, 28.11.2019, 1989/1449 (UYAP). 12 “... Her ne kadar davacı eldeki menfî tespit davasında zorunlu dava şartı arabu- luculuk kapsamında kalmadığını ileri sürmüş ise de TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, menfî tes- pit davalarının esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmaları da dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gere- kir. Aksinin kabulü halinde hem kanun koyucunun amacına aykırı yorum yapıl- mış olacak hem de uygulamada büyük bir kargaşa yaşanacağından mahkemece taraflar arasındaki davanın zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kabul edilerek dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur”. İstanbul 19. BAM, 28.06.2019, 1734/1521 (UYAP).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1