Türkiye Barolar Birliği Dergisi 148.Sayı
121 TBB Dergisi 2020 (148) Muhammet ÖZEKES / Pınar ÇİFTÇİ kısmını düzenlemek yerine, önce özel bir kanunda ayrıntılı düzenleme yapılmış, daha sonra genel düzenlemeye gidilmiş olmasıdır. Bu, uygu- lamada zaman zaman karışıklığa yol açabilecektir. Belirtmek gerekir ki, zorunlu arabuluculuğun geçerli olduğu iş hu- kuku ve ticaret hukukunda uyuşmazlıkların tamamında zorunlu ara- buluculuk söz konusu değildir. İş uyuşmazlıklarında zorunlu arabu- luculuk kapsamına giren uyuşmazlıklar İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3. maddesinin 1. fıkrasında “ Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır ” şeklinde belir- tilmiştir. Maddenin 3. fıkrasında ise, aslında alacak ve tazminat nite- liğinde olmakla birlikte, bazı uyuşmazlıklar zorunlu arabuluculuğun dışına çıkartılmıştır. Bu fıkraya göre ise, “ İş kazası veya meslek hastalığın- dan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz ”. Yani önce nelerin dahil olduğu belirtilmiş, sonra da bunun istisnalarına değinilmiştir. Ticarî uyuşmazlıklarda ise Türk Ticaret Kanunu’na yeni eklenen 5A maddesinde bu konuda düzenleme yapılmıştır. Bu maddenin 1. fıkrasına göre “ Bu Kanun’un 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belir- tilen ticarî davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurul- muş olması dava şartıdır ”. Zorunlu arabuluculuğun geçerli olduğu iş ve ticaret hukuku alan- larına bakıldığında her ikisinde de ortak bazı hususların ve benzer bir temel bakış açısının bulunduğu görülmektedir. Bu hususun belirlen- mesi konumuz, yani menfî tespit davalarının durumu bakımından çok önemlidir. Çünkü, zorunlu arabuluculuğa tâbi olacak uyuşmazlığın kapsamının ve içeriğinin belirlenmesi, o konuda eda ya da tespit talep- lerinin akıbetini belirlemek bakımından yol göstericidir. Bu çerçevede yukarıda belirtilen konuyla doğrudan ilgili iki hüküm de dikkate alın- dığında, zorunlu arabuluculuk kapsamındaki uyuşmazlıklarda ortak temel noktanın “ alacak ve tazminat talepleri ” olduğu görülmektedir. İş uyuşmazlıklarında buna ek olarak bir de işe iade talepleri zorunlu arabuluculuk kapsamına alınmış, iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan alacak ve tazminatlar ise dışarda tutulmuştur. Ticaret hu- kukunda, iş hukukundan daha net ve açık bir ifade kullanılarak alacak ve tazminatın “ bir paranın ödenmesine yönelik ” olacağı belirtilmiştir.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1