Türkiye Barolar Birliği Dergisi 148.Sayı
143 TBB Dergisi 2020 (148) İbrahim ERMENEK/ Betül AZAKLI ARSLAN olayına dayandırılabilir; fakat bu durum o dilekçede birden fazla dava konusu olduğu anlamına gelmez. 14 Bu nedenle her bir dava dilekçesi tek bir dava konusuna vücut verir. 15 Dava konusunun belirlenmesi ba- kımından vakıalar talep sonucunun yorumlanmasında kullanılabilir; 16 ancak bu husus onların taleplerle eş değerde olduğu anlamına gel- mez. 17 Türk hukuku uygulamasında da, dava konusunun belirlen- mesinde talep sonucu dikkate alınmaktadır. 18 Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 303/I’de kesin hükmün unsurları sayılırken, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu madde 237’de kullanılan müddeabih (dava konusu) kavramı yerine, talep sonucu kavramı tercih edilmiştir. Bu açıklığa rağmen Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüğe girdik- ten sonraki dönemde de maddî anlamda kesin hüküm ve derdestlik kavramları dava konusu üzerinden açıklanmaya devam edilmiştir. 19 wald, § 92 III/3; Ermenek-Birleştirme, s.163. 14 Ermenek-Birleştirme, s.163. 15 Schwap-Streitgegenstand, s.87 vd.; Schwap-Lehr, s. 80, 83; Ermenek-Birleştirme, s.163. 16 Schwap-Streitgegenstand, s.89; Schwap-Lehr, s. 80, 84; Rosenberg/Schwab/Gott- wald , s. 506-508; Ermenek-Birleştirme, s.163; Börü, s. 264. 17 Ermenek -Birleştirme, s.163; Tanrıver-Derdestlik, s. 78-79; Börü, s. 264. 18 “Kesin hükmün ikinci koşulu olan müddeabih, dava konusu yapılmış olan hak, yani dava ile elde edilmek istenilen sonuçtur. Önceki dava ile yeni davanın müd- deabihlerinin (konularının) aynı olup olmadığını anlamak için hâkimin eski da- vada verilen kararın hüküm fıkrası ile yeni davada ileri sürülen talep sonucunu karşılaştırması gerekir. Eski ve yeni davanın konusu olan maddi şeyler fiziki ba- kımdan aynı olsa bile, bu şeyler üzerinde talep olunan haklar değişikse, müddea- bihler aynı değil demektir (YHGK’nun 21/12/2005 gün ve 2005/5-710-754 sayılı ilamı, 12/9/1956 gün ve 1956/6-29-28 sayılı ilamı). Bu yönden somut olaya bakıl- dığında, önceki ve şimdiki davada davanın konusu olan kiralanan aynı olmakla birlikte, ilk davada 01/02/2000 ila 01/02/2001 dönemi için sözleşme dışında kira bedelinin mahkemece tespiti istenilmekte, oysa görülmekte olan dosyada, aynı dönemde sözleşmeye göre kiralayan tarafından talep edilen bedelin haksız oldu- ğunun tespiti ve istirdatı istenilmektedir. Bu durumda her iki davanın konusu- nun aynı olduğundan söz edilebilmesi mümkün değildir”, HGK 05.07.2006, 19- 505/504; benzer kararlar için bkz.: Yarg. 14. HD, 6.12.2005, 9332/10954; Yarg. 14. HD, 13.2.2006, 11469/1148, www.kazanci.com.tr , e.t.: 20.11.2019. 19 “Madde hükmünden de anlaşıldığı üzere, bir hükmün maddi anlamda kesin hü- küm oluşturabilmesi için bu dava ile yeni açılan davanın taraflarının, dava sebep- lerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekmektedir… Dava konusu değerlendirilirken, davacının dava dilek- çesindeki talebinin esas alınması gerekir. Zira usul hükümlerinden olan tasarruf ilkesi ve resen getirme ilkeleri gereğince, davacı açısından dava konusunun bağ- layıcı olması için kendi talebinin bulunması gerekir. İlk davada davacının dava konusu etmediği bir blok olan A bloğu hüküm kurulurken hükümde yer almıştır. Dava konusu olmayan ve hakkında yargılama da yapılmayan bir taşınmazın yan- lışlıkla hükümde yer alması dava konusu haline getirmeyecektir. Hukuk güvenli-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1