Türkiye Barolar Birliği Dergisi 148.Sayı
163 TBB Dergisi 2020 (148) İbrahim ERMENEK/ Betül AZAKLI ARSLAN yukarı kısımlarda ele alındığından burada ayrıca değerlendirme yapıl- mayacaktır. 59 Takipten sonra açılan menfi tespit davaları ile borçtan kurtulma davaları bakımından ise, alacaklı eda içerikli bir ifa talebinde bulun- muştur. Ancak, talep mahkemeye değil icra dairesine yöneltilmiştir. Alacaklının bu talebine karşı borçludan beklenen, borçlu olmadığının tespitine yönelik mahkemeden bir talepte bulunmasıdır. Borçlunun bu iradeyi mahkemeye yöneltmesine ve bu irade sonucunda ortaya çıkan mahkeme kararına ise İcra ve İflâs Kanunu madde 72’de birta- kım sonuçlar bağlanmıştır. Buna karşılık arabulucuya başvurulmuş olmasının takip üzerinde bir etkisi yoktur. Ayrıca Hukuk Uyuşmaz- lıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 15/III hükmü nedeniyle ara- bulucunun yargısal yetkiler kullanması da mümkün değildir. Başka bir ifade ile, arabulucuya başvurulmuş olması borçlunun İcra ve İflâs Kanunu madde 72’de öngörülen imkânlardan yararlanmasına engel olur; ancak takibi durdurmaz. Bu nedenle arabuluculuk süreci devam ederken takip sona ermiş olabilir. Oysa, borçluya takipten sonra men- fi tespit davası açma imkânı verilmesinin nedeni, alacaklının ilâmsız takip yoluna başvurmuş olması nedeni ile borçlu aleyhine bozulan menfaat dengesini, gerektiğinde bir mahkeme kararı ile yeniden sağ- layabilmektir. Diğer taraftan tespit istemi tamamen usulî bir talep olup, maddî hukuk bakımından böyle bir talebin borçlu tarafından alacaklıya yö- neltmesi mümkün değildir. Ayrıca bu talebin muhatabı doğrudan doğruya mahkemedir. Bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğin- de, borçlunun menfi tespit davası açmadan önce arabulucuya baş- vurmasında hukuki ve mantıki bir neden yoktur. Kanımızca bu hal- de borçlu ihtiyari arabuluculuk yoluna dahi gidemez. İşaret ettiğimiz aynı gerekçeler borçtan kurtulma davası için de geçerlidir. 60 İcra ve İflâs Kanunu madde 89/III çerçevesinde açılan menfi tespit davaları bakımından ise, bu davanın tarafları alacaklı ve üçüncü kişi 59 Bkz.: yuk., B. I; B. II 60 Borçtan kurtulma davalarının parasal bir edime mahkûmiyeti içeren bir eda da- vası konumunda bulunmamaları ve imzaya itirazın hükümden düşürtülmesi pro- sedürünün ayrılmaz bir parçası ve cüzü oldukları için dava şartı arabuluculuk hükümlerine tabi kılınamayacaklarına ilişkin bkz., Tanrıver-Dava Şartı Arabulu- culuk, s. 124, dn. 11.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1