Türkiye Barolar Birliği Dergisi 148.Sayı

179 TBB Dergisi 2020 (148) İbrahim ERMENEK/ Betül AZAKLI ARSLAN gerekçeleri farklı olmakla birlikte, sıra cetveline itiraz davalarının ( ka- yıt kabul davalarının ) arabulucuya başvuru zorunluluğuna tabi olma- dığı kabul edilmektedir. Doktrinde, sıra cetveline itiraz davalarının arabulucuya başvuru zorunluluğuna tabi olmaması, bu tip davaların kamu düzenine ilişkin olması ve tarafların dava üzerinde tasarruf yet- kisi olmadığı gerekçesine dayandırılmaktadır. 96 Kanımızca da sıra cetveline itiraz davası arabulucuya başvuru zo- runluluğuna tabi değildir. Bu davanın arabulucuya başvuru zorunlu- luğuna tabi olmamasının nedeni, arabulucuya başvuru zorunluluğu- nun bu dava ile korunmak istenilen menfaat dengesi ve davanın amacı ile uyuşmamasıdır. Ayrıca, Türk Ticaret Kanunu madde 5/A’nın lafzı da buna engeldir. Zira her şeyden önce alacaklı bu dava ile kendisine belirli bir miktar para ödenmesini talep etmemektedir. 97 Başka bir ifa- culuğa başvurulması için yasal zorunluluk bulunmadığı; çünkü, yukarıdaki ay- rıntılı açıklamalar kapsamında, iflas tasfiyesinin, genel paradigmasına, niteliğine ve uygulamasına aykırı bulunduğu gibi iflas tasfiyesinin kısa zamanda ve en az masrafla sonuçlandırılması ilişkin somut ilkelere de aykırı bulunduğu ve ayrıca, İflas alacağının iflas idaresince bir kez reddettikten sonra, arabuluculuk sürecin- de ve diğer alacaklıların katılımı olmaksızın bu kez tamamen ve/veya kısmen kabulünün masanın menfaatine bir temsil biçimi olarak da kabul edilemeyeceği gibi davacı/iflas alacaklısının bu şekilde yeni süreçlere başvurmak zorunda bıra- kılması İİK ’n ı n 235. maddesinden doğan dava hakkını kısıtlamaktadır”. Sakarya BAM 7. HD, 27.01.2020, 95/93; “Eldeki dava on beş günlük hak düşürücü süreye tâbi tutulmuş olmakla birlikte dava süresinde açılmasa dahi tasfiye sonucunda tasfiye artığı kalması halinde alacaklının bu kısma müracaat edebileceği kabul edilmektedir. Diğer bir ifade ile kayıt kabul davası sübjektif bir hakkı konu almak- ta ve maddi hukuk hükümlerine göre incelenmekle birlikte maksadı bu tutarın ‘tahsili’ değildir…Açıklanan nedenlerle kayıt kabul davası ‘konusu bir miktar pa- ranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri’ cümlesinden olmayıp, zorunlu arabuluculuk dava şartına tâbi değildir”, Gaziantep BAM 11 HD, 25.10.2019, 1849/1239; “Açıklanan nedenlerle kayıt kabul davasının ‘konusu bir miktar pa- ranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri’ cümlesinden olmayıp, zorunlu arabuluculuk dava şartına tâbi olmayacağı, işbu sıra cetveline itiraz/masaya kayıt kabul davası açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurulmasının bir dava şartı olmadığı, iflas idaresinin arabuluculuk görüşmesine katılma yetkisinin de bulunmadığı anlaşıldığından..”, Kayseri BAM 6.HD, 11.09.2019, 89/72; aynı yönde Ankara BAM 23.HD, 11.9.2019, 1464/1298 ve 06.03.2020, 416/464, kararlar için bkz.: www.emsal.uyap.gov.tr , e.t.: 20.03.2020. 96 Tanrıver-Dava Şartı Arabuluculuk, s. 116, dn. 2; Koçyiğit/Bulur, s. 75. 97 Doktrinde iflas idaresine karşı açılan sıra cetveline itiraz davasının normal bir eda davası olduğu ancak bu dava ile alacaklının iflas idaresinin alacağını tamamen veya kısmen haksız olarak reddettiğini iddia ederek, masanın bu alacağı ödemeye mahkûm edilmesini başka bir ifadeyle sıra cetveline alınmasını istediğine ilişkin görüş için bkz.: Arslan/Yılmaz/Taşpınar Ayvaz/Hanağası-İcra, s. 515. Bu da- vanın normal bir eda davası olduğu ve bu davalı ile alacaklının iflas masasının

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1