Türkiye Barolar Birliği Dergisi 148.Sayı
186 İcra ve İflâs Hukuku Açısından Ticarî Davalarda Arabulucuya Başvuru Zorunluluğu (TTK m. 5/A) (İİK m. 294/VII). Bu çerçevede davacının talep sonucu ( dava konusu ), borçlunun itirazının içeriği dikkate alınarak belirlenecek ve her halde, borçlu tarafından itiraza uğramış alacağın tespiti ile bu alacağın kon- kordato hükümlerine göre ( tasdik edilen konkordato projesinde öngörülen miktarın; konkordatonun feshi halinde tamamının ) tahsili talebini içerecek- tir. Bu tespit dikkate alındığında, çekişmeli alacaklar hakkında açılan davanın hukuki niteliği itibari ile belirli bir miktar paranın konkordato hükümlerine göre tahsili amacına yönelmiş bir eda davası olduğunu söylemek mümkündür. 113 Burada salt bir tespit talebinin de aynı fonk- siyonu ifa edip etmeyeceği tartışılabilirse de kanımızca aynı sonucun ortaya çıkabilmesi için salt tespit talebi yeterli değildir. Zira konkorda- tonun feshi halinde diğer alacaklılar, daha önceden konkordato proje- sinin tasdiki nedeni ile, borçluya karşı ilâmlı takip yapabilirlerken, salt alacağının tespitine karar verilmiş bir alacaklı ilâmlı icra imkanların- dan yararlanamaz. Dava konusu dikkate alındığında çekişmeli alacaklar hakkında açılan davanın Türk Ticaret Kanunu madde 5/A kapsamında arabu- lucuya başvuru zorunluluğuna tabi olduğu sonucuna varılabilir. An- cak kanımızca, çekişmeli alacaklar hakkında açılan davanın konkorda- to prosedürü ile arasındaki sıkı ilişki ve bu dava ile korunan menfaat dengesi dikkate alındığında, bu davalar da arabulucuya başvuru zo- runluluğuna tabi değildir. Zira, bu dava ile hem davanın taraflarının hem de konkordato hükümlerine tabi olan bütün alacaklıların menfa- ati dengelenmektedir. Aynı zamanda bu durum, çekişmeli alacak da- vasının kabulüne ilişkin kararın konkordato projesini doğrudan doğ- ruya etkilemesinin doğal bir sonucudur. Ayrıca dava açan çekişmeli alacaklılara ödenmek üzere belirli bir miktar paranın bankaya bloke edilmesine karar verildiği hallerde; davanın reddi kararı, bu bedelin konkordato masasına iade edilmesi sonucunu doğurur (İİK m. 308/b, II). Bu nedenle çekişmeli alacak davasının reddi kararı da diğer alacak- lıların menfaatini doğrudan doğruya etkilemektedir. SONUÇ İcra ve iflâs hukuku açısından arabulucuya başvuru zorunluluğu- nu incelediğimiz bu çalışmada şu sonuçlara ulaşılmıştır. 113 Atalı/Ermenek/Erdoğan-İcra, s.709.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1