Türkiye Barolar Birliği Dergisi 135.Sayı

563 TBB Dergisi 2018 (135) Talih UYAR ön şartının bu davada yerine getirilmemiş olduğunu, davanın açıldığı ta- rihte müvekkili üzerine kayıtlı taşınmaz bulunduğunu ayrıca müvekkilinin B. … bank şubesinde de yüklü miktarda parası bulunduğunu bu nedenle bu davanın dinlenme kabiliyetinin bulunmadığını, b)Alacağın varlığının kesin- leşmemiş olduğunu, takip konusu senette tahrifat yapılmış olduğu için B. İcra Hukuk Mahkemesi’nde açmış oldukları davanın bekletici mesele yapılması ge- rektiğini, c)Müvekkili ile davacı-alacaklı arasında hiçbir ticari ilişki bulunma- dığını bu nedenle takip konusu borçtan sorumlu tutulamayacağını, d)Dava konusu tasarrufların mal kaçırma kastıyla gerçekleşmemiş olduğunu, aksine müvekkilinin bankalara olan ipotekli borçlarının kapatılması için mal payla- şımı yapıldığını, yapılan devirlerin borçların kapatılması karşısında yapıldı- ğını, e)Davacının müvekkilinden herhangi bir alacağı olmadığını bile bile bu davayı kötüniyetle açtığını, öncelikle dava ön şartının oluşup oluşmadığı konusunda icra ve iflas hukuku anabilim dalında, üniversitede görevli bir hu- kukçudan bilirkişi görüşü alınması gerektiğini… vb” ileri sürerek “ açılmış olan davanın reddine karar verilmesini” bildirmiştir. Davalı M. vekili 2.10.2016 tarihli “ cevap dilekçesi ”nde özetle; “ Da- vacının, borçlu R’nin yeğeni olması nedeniyle yapılmış olan satış işleminin iptalini istediğini, fakat takip konusu borcun gerçek bir borç olmadığını bu nedenle alacaklının takip konusu 1.000.000,00 USD tutarında diğer davalı R’den alacağı bulunmadığını, davacının diğer davalı R.’den bu kadar yüklü miktarda alacağının bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı bulundu- ğunu, davacı-diğer davalı borçlu R.’ye ne vermiştir ya da hangi tarihte han- gi parayı ödemiştir ki ondan 1.000.000,00 USD talep etmektedir, tarafların banka hesaplarından bu hususun araştırılması gerektiğini ve davacı alacaklı- nın mahkemeye çağrılarak alacağının kaynağının kendisine açıklattırılması gerektiğini, takip konusu senedin bu nedenle muvazaalı olduğunu, kendisinin üçüncü kişi konumunda olup iyiniyetli olduğunu, aleyhine açılmış olan bu davanın bir menfi tespit davası gibi görülerek ve bu davalarda ispat yükünün alacaklıda olduğu hatırlanarak davacı alacaklının alacağını ispat etmeye da- vet edilmesi gerektiğini, davacının bu davayı açma koşullarının oluşmamış olduğunu, henüz takibin dahi kesinleşmemiş bulunduğunu, dosyaya kesin ya da geçici aciz vesikası sunulmamış olduğunu, diğer davalı-borçlu R.’nin acze düşmemiş olduğunu, adına kayıtlı taşınmazlarının bulunduğunu, bir taşın- mazın değerinin 900.000,00 TL olduğunu ve D. O. şubesinde 670.000,00 TL gibi yüklü miktarda nakit parasının bulunduğunu öğrendiğini, davalı-borçlu R.’nin B. İcra Hukuk Mahkemesi’nde açtığı davanın kesinleşmesinin beklen-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1