Türkiye Barolar Birliği Dergisi 154.Sayı

148 Muris Muvazaası ve Muvazaa İddiasında Bulunulamayacak Bazı Durumlar 4- MUVAZAA DAVASINDAN FERAGAT Mirasbırakanın temlikinin muvazaalı olduğu saptanmışsa, bu temlike daha sonradan icazet verilmesi temliki geçerli hale getirmez. Ancak kendisinden mal kaçırılan mirasçı yani davacı taraf bu temlike karşı dava açılmayacağını yazılı olarak taahhüt etmişse, miras hakkı üzerinde gerçekleştirilmiş bir sözleşme var demektir. Bu taahhüt ya- pılan akdi geçerli hale getirmese de muris muvazaası nedeni ile tapu iptal ve tescil davası açabilecek mirasçının yazılı taahhüdü kendisini bağlar ve açtığı dava reddedilir. 34 5- HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI Hakkın kötüye kullanılması esas itibariyle bir özel hukuk kavra- mıdır. Bir hakkın, yasaların tanıdığı yetkilerin sınırları içinde olmak- la birlikte, amacından saptırılarak kullanılması olarak tanımlanabilir. Hakkın kötüye kullanılması şartlarının oluşması için: 35 I. Bir hakkın varlığı, II. Hakkın dürüstlük kuralına aykırı kullanılması, III. Başkalarının hakkın kullanılmasından zarar görmesi veya zarar görme tehlikesiyle karşı karşıya olması, kıntısı ve mal satma ihtiyacının olmadığı, aynı zamanda bağ-kurdan emekli olup sosyal güvencesinin de bulunduğu, dava konusu taşınmazlarını temlik etmesinin makul ve zorunlu bir sebebinin bulunduğunun tespit edilemediği, ölümünden sonrada terekesinde başka taşınmaz kaldığına dair bir delil bulunamadığı anlaşıl- maktadır. Öte yandan; her ne kadar temlikten dört gün sonra 10.5.2011 tarihinde murisin ziraat bankası şubesindeki hesabına davalı tarafından tarla alım bedeli olarak toplam 8.000,00 TL yatırılmış ise de bu paranın 12.5.2011 tarihinde mu- ris tarafından banka hesabından çekildiği dosya içeriğindeki belgelerle sabittir. o halde; belirlenen bu olgular, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte değerlendiril- diğinde dava konusu taşınmazların miras bırakan tarafından davalıya temlikinin bedelsiz, muvazaalı ve mirasçıdan mal kaçırma amaçlı olduğu, murisin banka- daki hesabına paranın yatırılması ve kısa sürede çekilmesinin muvazaalı işlemi gizlemeye ve yasal zemin hazırlamaya yönelik olduğu sonucuna varılmaktadır. Hâl böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değer- lendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan neden- lerle, (6100 sayılı Kanun’un geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince bozulmasına…” (Erişim Tarihi: 25/01/2021). 34 Y. 1. HD, T.01.12.2010, K.11765/12656. (Erişim Tarihi: 25/01/2021). 35 Halil Kalabalık/Murat Erdem, Temel Hukuk Bilgisi, 5. Bası, Seçkin Yayınları, An- kara 2012, s.212

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1