Türkiye Barolar Birliği Dergisi 154.Sayı

151 TBB Dergisi 2021 (154) Barış ÇİFTÇİ Önemle belirtmek gerekir ki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu son tarihli kararında bu görüşünden vazgeçmiştir. Uzun süre geçtikten sonra açılan muris muvazaası davalarında davacının menfaatinin devam ettiği işlemin muvazaalı olması durumunda üzerinden bir za- man geçmesi halinde geçerli hale gelmeyeceği ve herhangi bir süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabileceği, bir kısım üyeler tarafından davacının temliklere 33 yıl ses çıkarılmamış olmasının ve malikin devamlı dava tehdidi altında bulunmasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesine aykırılık teşkil edeceği görüşü dile getiril- miş ise de kurul tarafından benimsenmediği bu sebeple muvazaalı sa- tışın bilinmesine rağmen uzun zaman sonra muris muvazaası davası açılmasını 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesine aykırı görmemiştir. 40 Görüldüğü üzere muvazaalı satışı bilen ancak bu du- ruma ses çıkarmayan mirasçının yıllar sonra dava açması durumunu Yargıtay Hukuk Genel Kurulu son tarihli kararında tek başına yeterli görmemiştir. Ancak mahkemenin yıllarca muvazaalı satışı bilip davalı ile samimi görüşen dava açmayacağını beyan eden mirasçının duru- munu hem feragat hem de dürüstlük kuralı açısından değerlendirmesi gerekir. Aynı şekilde mahkemenin muvazaalı satışı uzun süredir bilip K.2014/11685. (Erişim Tarihi: 25/01/2021). 40 YHGK, T. 06.05.2015, E. 2013/1-2302, K. 2015/1313. Uyuşmazlık, murisin ölüm ta- rihinin üzerinden uzunca bir zaman geçmiş olması halinde (somut uyuşmazlıkta 33 yıl) açılan muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2.maddesine aykırılık teşkil edip etmediği noktasın- da toplanmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, muris Yusuf B. davalı kızı S. Güzel ile 23.08.1974 tarihinde, davalı damadı A. Güzel ile 21.08.1975 tarihinde dava konusu edilen satış suretiyle temlikleri gerçekleştirmiş, 20.03.1976 tarihinde ise vefat et- miştir. Dava murisin ölümünden 33 yıl geçtikten sonra açılmıştır. Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda zamanaşımının söz konu- su olmadığı, işlemin muvazaalı olması durumunda üzerinden bir zaman geçme- si halinde geçerli hale gelmeyeceği ve herhangi bir süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabileceği kuşkusuzdur. Bu nedenle muris muvazaasına dayalı olarak dava açılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde değerlendirilmesi müm- kün değildir. Hukuk Genel Kurulu’nda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyeler tarafın- dan temliklere 33 yıl ses çıkarılmamış olmasının ve malikin devamlı dava tehdidi altında bulunmasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesine aykırı- lık teşkil edeceği görüşü dile getirilmiş ise de bu görüş Kurul çoğunluğu tarafın- dan benimsenmemiştir. O halde, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve ka- nıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Ku- rulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. (Erişim Tarihi: 25/01/2021).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1