Türkiye Barolar Birliği Dergisi 154.Sayı

150 Muris Muvazaası ve Muvazaa İddiasında Bulunulamayacak Bazı Durumlar veya hak düşürücü süreye tabi değilse de kendisinden mal kaçırılan mirasçının uzun yıllar bekleyip hakkını kötüye kullanarak açtığı dava reddedilmelidir. 38 Yapılan muvazaalı satıştan haberdar olan mirasçı çok uzun bir sü- renin geçmiş olmasından sonra muris muvazaasına dayalı tapu iptal tescil davası açmışsa açıkça hakkın kötüye kullanılması olarak değer- lendirilebilir. Zira zamanaşımı olmamasının nedeni mirasbırakan kişi tapulu taşınmazı arkadaşına devretmiş daha sonra mirasçısına verme- si gerektiğini söylemiş olabilir. Bu durumda miras hakkından mahrum kalan mirasçılar durumdan haberdar olmayabilir. Bu sebeple davanın açılması mümkündür ve uzun yıllar geçmesine rağmen dava açılması hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmez. Ancak durum- dan haberdarken 20-30 yıl geçtikten sonra (taşınmazın değerlenmesi, mirasçıların arasının bozulması gibi) muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davası açılması hakkın kötüye kullanılması olacaktır. Zamanaşımı veya hak düşürücü süre işletmemek satışın bilinmediği sonradan öğrenildiği durumlarda geçerli olmalı ve ayni hakka dayalı muris muvazaasına dayalı tapu iptal tescil davası sonradan öğrenilir- se herhangi bir zaman kısıtlaması olmadan açılmalıdır. Ancak durum bilindiği halde 20-25 yıl gibi uzun süre geçtikten sonra açılan dava dürüstlük kuralına aykırılık teşkil eder. Yargıtay ‘her ne kadar muris muvazaasına dayalı davalarda zamanaşımı ve hak düşürücü süre söz konusu değilse de’ şeklinde hüküm kurulması muvazaada zamana- şımı veya hak dürücü süre olmasa da bu hakkını dürüstlük kuralına aykırı ileri süremez. 39 daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” (Erişim Tarihi: 25/01/2021). 38 Y. 1. HD, T.12.09.2013, K.3217/12421.; Y. 1. HD, T.05.04.2011, E.10/13278, K.11/3935. (Erişim Tarihi: 25/01/2021). 39 Y. 1. HD, T.30.01.2014, E.13/21600, K.14/1631. Davacılar, miras bırakanları FK’nın, davalıların murisi HK’ya yapılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır. Mahkeme bu iddiayı sabit görerek davayı kabul etmiştir. çekişme konusu yapılan taşınmazlardan bir tanesinin tamamı, diğer ikisinin ise ¾ payı kadastro tespiti sırasında davalıların murisi adına tespit edilmiş ve bu tespitler 15.03.1982 tarihinde kesinleşmiş, kök miras bırakan FK’nin ise öldüğü 06.04.1991 tarihinden itibaren dava tarihi olan 10.02.2010 tarihine kadar dava açılmadığı, her ne kadar muris muvazaasına da- yalı davalarda zamanaşımı ve hak düşürücü süre söz konusu değilse de, aradan bunca zaman (19 yıl) geçtikten sonra dava açılmasının TMK m.2 hükmüyle bağ- daşmadığı açıktır. Benzer kararlar için bkz. Y. 1. HD T.12.06.2014, E.2013/21251,

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1