Türkiye Barolar Birliği Dergisi 160.Sayı

137 TBB Dergisi 2022 (160) Aynur AYDIN / Y. Özhan TÜRKER Bu çerçevede, Anayasa’nın 169. maddesinde, yasama organına, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koymak ve tedbirleri almak şeklinde bir görev ve sorumluluk yüklenmiş olduğu halde, itiraz konusu kanun kurallarında bu görev ve sorumluluğu karşılayan herhangi bir düzenlemeye yer verilmemesi, Kanun’un 8. maddesinin C ve D fıkralarının kapsamına giren konularda yapılacak düzenlemelerin idarenin takdirine bırakılması nedenleriyle itiraz konusu kanun kuralları Anayasa’nın 7. maddesine aykırıdır; iptali gerekir” denilmektedir. 2634 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ormanlar yönünden iptaline dek uzanan süreç, Antalya Barosu’nun Kültür ve Turizm Bakanlığı aleyhine “Kamu Arazisinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmeliğin” 7 ve 11/d maddesinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle açmış oldukları dava16 ile başlamıştır. Antalya Barosu, davasını, temelde Anayasa Mahkemesi’nin 2002 yılında Orman Kanunu’nun 17/3. maddesini iptal eden kararında gösterilen, “kamu yararı” kavramının hangi durumları kapsadığının kanunla belirlenmesi gerektiği” savına17 dayandırmıştır. Bu temelden hareketle de turizm alan ve merkezlerindeki ormanların hiçbir çerçeve çizilmeksizin ilgili kuruluşlarca yatırımlarda tahsisi, kiralanması ve bunlar üzerinde irtifak hakkı tesisinin hukuken olanaklı hale getirilmesinin yukarıda sözü geçen Anayasa Mahkemesi kararında belirtilen ilkelere ve Anayasa’nın 169. maddesine aykırılık oluşturduğunu ileri sürmüştür. Başka bir anlatımla, davada, Turizmi Teşvik Kanunu’nda da ormanların turizm yatırımlarına tahsisinin Orman Kanunu’nda belirti16 Danıştay 6. Dairesi 05.12.2006 tarih E.2005/5371 sayılı yürütmeyi durdurma kararı 17 “Orman Kanunu’nun 17. maddesinin üçüncü fıkrasının ilk tümcesi uyarınca, Anayasa ile korunan ve yasaklanan alanlar, kapsam dışı bırakılmaksızın ve kamu yararının zorunlu kıldığı durumlarla ilgili herhangi bir çerçeve çizilmeksizin, turizm alan ve merkezleri dışında kalan Devlet ormanlarında kamu yararına olan her türlü bina ve tesis yapılması için Orman Bakanlığı’nca gerçek ve tüzelkişilere bedeli karşılığı izin verilebilmektedir. Bu durumda, orman arazilerinin bedeli karşılığında tahsisi için sadece kamu yararının varlığı yeterli görülmekte, ancak bu kavramın sınırlarının belirlenmemesi ve çerçevesinin çizilmemesi nedeniyle idareye çok geniş takdir yetkisi tanınmış olmaktadır. Anayasa’nın 169. maddesinde öngörülen “kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz” tümcesine dayanılarak kamu yararının bulunduğu gerekçesiyle gerçek ve tüzel kişilere bina ve tesisler yapmak üzere orman arazileri tahsis edilemez.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1