Türkiye Barolar Birliği Dergisi 166.Sayı

102 *eroeN Ye T]eO KiúiOere AiW g]eO KROeNsiyRnODrD KDyÕWOÕ TDúÕnÕr KOWr Ye 1. Giriş 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca gerçek ve tüzel kişiler her çeşit kültür varlığından oluşan koleksiyonlar meydana getirebilir. Korunması gerekli olan taşınır kültür ve tabiat varlıklarına sahip olanlar ile koleksiyoncuların uymaları zorunlu usûl ve esaslar ve bu kişilerin gözetim ve denetim ilkeleri, Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu Ve Denetimi Hakkında Yönetmelik ile düzenlenmiştir. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu m. 5’te yer alan, devlete, kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlar ile özel hukuk hükümlerine tabi gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlarda varlığı bilinen veya ileride meydana çıkacak olan korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının devlet malı niteliğinde olduğu düzenlemesi dolayısıyla, koleksiyona kayıtlı korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarının mülkiyetinin devlete mi yoksa koleksiyoncu kişilere mi ait olduğu sorusu öğretide tartışılmaktadır. Bu sorunun cevabı, bir koleksiyonda yer alan taşınır kültür ve tabiat varlıklarının haczedilip haczedilemeyeceği noktasında belirleyici olacaktır. Zira İcra ve İflas Kanunu’nun 82. maddesi uyarınca, devlet malları ile özel kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar haczedilemez. Çalışmamızda öncelikle korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarının neler olduğu, koleksiyon ve koleksiyoncu kavramları ve mevzuatımızda bu alanda yer alan düzenlemeler üzerinde durulacaktır. Sonrasında ise koleksiyona kayıtlı korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarında mülkiyetin kime ait olduğu incelenecektir. Taşınır kültür ve tabiat varlıklarının mülkiyetine dair öğretideki görüşleri değerlendirirken, Asar-ı Atika Nizamnameleri’ndeki düzenlemeleri de göz önünde bulundurma ihtiyacı hasıl olmuştur. Zira 1906 tarihli Nizanname’de yer alan düzenleme 1973 yılına kadar uygulanmaya devam edilmiş olup, 1973 yılından itibaren geçerli olan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na yer alan hükmün yorumlanması bakımından önem teşkil etmektedir. Bu kapsamda ayrı bir başlık altında ve kısaca nizamnamelere değinilmiştir. Son olarak özel koleksiyona kayıtlı taşınır kültür ve tabiat varlıklarının haczinin mümkün olup olmadığı ve bunların satışı üzerinde durulacaktır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1