Türkiye Barolar Birliği Dergisi 166.Sayı

16 Türk Ceza Hukukunda Af diği tarihten sonra işlenen suçlar bakımından da uygulanmasına imkan tanımak, kişilerin bu suçlardan haklarında dava açılmayacağı ve ceza almayacaklarını bilmeleri anlamına geleceğinden, adeta kişileri suç işlemeye azmettirme, teşvik etme ya da suç işleme kararını kuvvetlendirme etkisi doğuracaktır.42 Bununla birlikte genel af, fiili suç olmaktan çıkartmamakta, af kapsamına giren suçlar nedeniyle açılan kamu davalarını düşürmekte ya da suç karşılığında hükmedilen cezaları bütün sonuçları ile birlikte ortadan kaldırmaktadır. Bu bağlamda şu husus da ifade edilmelidir ki, genel af kanunlarının, söz konusu kanunun yürürlüğe girdiği andan önce işlenen suçlar hakkında uygulanmak üzere ilan edilmeleri, suçun işlendiği tarihin kesin olarak belirlenemediği suçlar ya da neticesi itibariyle zarar veya somut tehlike suçları, zincirleme ya da kesintisiz suçlar bakımından genel af kanunlarının nasıl uygulanacağı sorusunu gündeme getirmektedir. Bu tip tartışmalı durumlardan ilki olan suçun işlendiği tarihin kesin olarak belirlenememesinde, şüpheli, sanık veya hükümlünün lehine değerlendirme yapılması ve suçun genel af kanununun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte işlendiğinin kabul edilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Neticesi itibariyle zarar veya somut tehlike suçları, kesintisiz ya da zincirleme suçlar bakımından yapılan değer42 Soyaslan, s. 417, 418; Keyman, s. 136. Bu riskin doğmaması için, af kanunlarının, af ilan etmeye yönelik hazırlıklar yapılmaya başlandığı, af ilan edileceğine dair söylentiler çıkmaya başlandığı andan önce işlenmiş suçlara yönelik ilan edilmesi gerektiği yönünde bkz. Soyaslan, s. 428; Şen, “Türk Ceza Hukuku Yönünden Af”, s. 111. Bu amaçla genel af kanunlarının, kanunun yayım tarihinden önceki bir tarihten önce işlenmiş suçları kapsamına alacak şekilde hazırlandığı yönündeki değerlendirmeler ve bu tip af kanunu örnekleri için bkz. Özek, s. 165; Keyman, s. 136; Dönmezer/Erman, Cilt: III, s. 228. Bu tarihin de af tasarılarının hükümet veya teklifte bulunan grup tarafından ilk dile getirildiği tarih olarak belirlendiğine dair bkz. Sözüer, s. 243. Benzer şekilde af kanununun, kanunun yürürlüğe girmesinden önceki belirli bir tarihe kadar, örneğin üç ya da altı ay öncesinde işlenmiş suçları kapsamına alması gerektiğine dair değerlendirmeler için bkz. Barbarino/ Mastrobuoni, s. 14. Bu konuda yasama organının takdir yetkisi olmakla birlikte, bu yetkinin makul ölçütler içerisinde kullanılması gerektiği; ancak söz konusu takdir yetkisinin bu ölçütler içerisinde kullanılıp kullanılmadığını belirlemek bakımından Anayasa Mahkemesi’nin bir denetim yapmasının mümkün olmadığına dair bkz. Yalçın Sancar, “23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun’un Hukuksal Niteliği ve Sonuçları”, s. 172. Bununla birlikte af kanununda bu konuda açık hüküm bulunmaması halinde, af kanunu da diğer kanunlar gibi yürürlüğe gireceğinden ancak kanunun yürürlüğe girmesinden önce işlenmiş suçlar bakımından etkili olacağına dair bkz. Dönmezer/Erman, Cilt: III, s. 228.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1