Background Image
Previous Page  8 / 537 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 8 / 537 Next Page
Page Background

başkan’dan

Sevgili Meslektaşlarım,

Dün hukuka ve yargıya alkış tutanların bugün canımız yandı diye

bağırdıkları, dün canları yandığı için bağıranların bugün hukukun üstün-

lüğünden, yargının bağımsızlığından söz ettikleri, özetle hukukun ağır

yaralı olduğu bir süreçten geçiyoruz.

Ben dergimizin bu sayısında hukuktan değil de, önce memleketimiz-

deki insan manzaralarına örnek olan iki romandan söz edeceğim, daha

sonra bu romanları güzel bir şiirle süsleyeceğim.

Kararsızların kararı, işleri şansa, kadere, yani oluruna bırakmaktır.

Kararı şansa, kadere, oluruna bırakmak, kişinin, kararın kendisinde va-

rolan varoluştan kendisini kurtarmasıdır.

The Dice Man

/

Zar Adam

adlı

romanında

Luke Rhinehart

tam da işleri şansa, kadere, yani zara bırakan

adamın öyküsünü anlatır.

Romanın kahramanı olan

Zar Adam,

günün birinde oturur, düşünür

ve tek bir karar verir. Bu karar, yaşamında vereceği bütün kararları zar

atışına, yani şansa, yani kadere bırakmaktır. Verdiği bu tek ve vazgeçil-

mez karar sonrasında,

Zar Adam

, yaşamında önemli saydığı kararlarla il-

gili olarak bir seçenekler listesi yapar ve karar verme durumunda kaldığı

her olayda eline zarı alır, sallar ve atar.

Zar Adam

’ın, verdiği ve uygula-

dığı bu kararı ile ilgili olarak yürüttüğü akıl, kişiliğinin bir çok yönünün,

çoğunluk kuralı nedeniyle diğer ayırt edici nitelikleri tarafından kesin

olarak bastırılmış olmasıdır. Oysa ki,

Zar Adam

, kendisini karar vermek

zorunda hissettiği her durumda, kararı zara bırakmak suretiyle, bedensel

ve ruhsal varlığının her bir parçasına varolma fırsatı tanıyordu.