Türkiye Barolar Birliği Dergisi 142.Sayı

348 Yapay Zekâ ve Telif Hakkı Gerçekten de şayet yapay zekâyı eşya olarak veya köle olarak gören görüş kabul edilirse yapay zekânın mülkiyetine sahip olan kişinin, bir şeyin mülkiyetine sahip olan o şeyin ürünlerinin de mülkiyetine sahip olur ilkesinden hareketle, yapay zekâya ait ürünlere ve bunların telif haklarına da sahip olacağı görüşü savunulabilir. 205 Günümüz hukuk sistemleri uyarınca geçerli olan yaklaşımın bu olduğu rahatlıkla söy- lenebilir. Nitekim günümüzde yapay zekâya herhangi bir özel hukuki statü verilmediği düşünülürse, yapay zekâların bir kimsenin mülkiye- tine tabi olması söz konusu olacaktır. Böylece, yapay zekâ tarafından üretilen ürünlerin yapay zekânın mülkiyetine sahip olan kişiye ait ol- ması gerekecektir. Bununla birlikte, daha önce de ifade ettiğimiz üzere, FSEK uyarın- ca eser sahipliği sıfatının yalnızca gerçek kişilere ait olabileceği, eser sahibi sayılma durumunun veya eser sahipliğinden doğan hakları kul- lanma yetkisinin ise hukuki anlamda kişi sayılan varlıklara ait olabi- leceği kabul edilmektedir. Bu bakımdan yapay zekânın kendi ürettiği ürünler için eser sahipliği sıfatına sahip olamayacağı, eser sahibi sayı- lamayacağı veya eser sahipliğinden doğan hakları kullanma yetkisi- ni haiz olamayacağı gayet açıktır. Zira yapay zekâ, hukuki anlamda kişi olarak kabul edilmemektedir. Bu kapsamda, insanın ikincil bir plana hatta tek seferlik bir kullanıma atılması, yapay zekânın bir kere oluşturulduktan sonra kendi kararlarına göre ürünler ortaya koyması ihtimalinde, mevcut yasal durumun bu ürünlerin eser sahipliğini be- lirlemek açısından yetersiz kaldığı söylenebilecektir. Nitekim burada, eser sahibi onu meydana getiren kişidir kuralı doğrudan uygulanırsa eseri meydana getirenin yapay zekâ olduğu ve eser sahipliğinin ona ait olması gerektiği düşünülebilecektir. Ancak yapay zekâ gerçek kişi değildir ve hukuki anlamda kişi olarak kabul edilmemektedir dola- yısıyla eser sahipliği sıfatına da sahip olamaz. Burada, FSEK m. 11 ve 12 uyarınca eser sahibi sayılma veya eser sahipliğinden doğan hakla- rı kullanma kurumlarının yürütülmesinin de tatmin edici bir çözüm ortaya koymaktan uzak olduğu ileri sürülebilir. Gerçekten de kanuni karineler uyarınca eser sahibi sayılan veya eser sahipliğinden doğan hakları kullanma yetkisine sahip olan kişi, bu ürünlerin üzerine adını 205 Yanisky-Ravid, s. 689 vd.; euRobotics, s. 40; Ersoy, s. 69; Gerçekten de TMK m. 685 uyarınca, “Bir şeyin maliki, onun ürünlerinin de maliki olur”.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1