Türkiye Barolar Birliği Dergisi 160.Sayı

103 TBB Dergisi 2022 (160) Ünal BOZDAĞ Hukuk devletinin bir gereği olan kesin hükmün varlığı halinde aynı suçtan dolayı hakkında ikinci bir ceza yargılaması yapılamaz. Burada, sanık lehine olan hususlarda kesin hükmün dokunulmazlığı söz konusudur. Ancak, kesin hüküm sanığın aleyhine sonuç doğuracak usulü değişiklikleri engeller. Sanık lehine olan usulü değişikliklerin uygulanmasını engellemez. Modern hukukta ömür boyu mahkûm olma hali kabul edilmiş iken ömür boyu sanıklık hali kabul edilmemiştir. Bu bağlamda, hakkında kesinleşmiş bir hüküm bulunan sanık aleyhine 7188 sayılı Kanun ile belli suçlar yönünden getirilen temyiz hakkının katılan ya da Cumhuriyet savcısı tarafından kullanılabilmesinin kabulü şeklindeki genişletici yorum kesin hükmün otoritesine ve dolayısı ile hukuk devleti ilkesine aykırıdır. 5320 sayılı CMK’nın Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 4. maddesinde belirtilen; “kesin hükme bağlanmış olanlar hariç” ibaresi, “nonbis in dem” ilkesi ile AHİS’in Ek 7 numaralı Protokolü hep birlikte dikkate alındığında; hakkında kesinleşmiş bir hüküm bulanan sanığın eylemi hakkında sonradan temyiz kanun yolunun açılması halinde katılan veya Cumhuriyet savcısı sanık aleyhine olacak şekilde temyiz kanun yoluna başvuramaz. Aksinin kabulü, sanık lehine sonuç doğuran hallerde kesin hükmün dokunulmazlığına, usul esasa mukaddemdir ilkesine ve aynı suçtan iki kez yargılanmama ilkesine kesin aykırılık oluşturur. Ceza muhakemesine egemen olan önemli ilkelerden birisi de istisnaların sanık aleyhine genişletici yoruma tabi tutulamamasıdır. Bu çerçevede, 7188 sayılı Kanun ile getirilen temyiz hakkı sanık lehine bir durumlar için söz konusudur. Yapılacak genişletici bir yorum ile de sanık aleyhine yorumlanmamalıdır. Sanık hakkında CMK’nın 286/3 fıkrasına giren suçlar nedeniyle verilen mahkûmiyet veya beraat kararları için katılan veya Cumhuriyet savcısı tarafından aleyhe temyiz isteminde bulunulduğunda, ilgili temyiz mercii CMK’nın 298. maddesi çerçevesinde inceleme yaparak, 7188 sayılı Kanun’un sanık lehine temyiz hakkı getirdiği, katılan ya da Cumhuriyet savcısına sanık aleyhine temyiz hakkı vermediği gerekçesiyle işin esasına girmeden usulden ret kararı vermesi daha hukuki olacaktır. Böylelikle sanık aleyhine genişletici yorumunda önüne geçilmiş olacaktır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1