Türkiye Barolar Birliği Dergisi 166.Sayı

112 *eroeN Ye T]eO KiúiOere AiW g]eO KROeNsiyRnODrD KDyÕWOÕ TDúÕnÕr KOWr Ye kiyetinde bulunan” korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının korunması, bakımı ve onarımı için Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ayni, nakdi ve teknik yardım yapılacağı düzenlemesi ile de kültür ve tabiat varlıklarının özel hukuka tabi gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunabileceği açıkça ifade edilmektedir. Bu noktada değinilebilecek bir diğer düzenleme Kanun’un 24. maddesinde devlet malı niteliğini taşıyan korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarından gerçek ve tüzel kişilerin ellerinde bulunanların değeri ödenerek Bakanlık tarafından satın alınabileceği düzenlemesidir. Devlet, kendi mülkiyetinde bulunan bir malı para ödeyerek satın almayacağına göre, bu düzenleme de taşınır kültür ve tabiat varlıklarının doğrudan devlet malı olarak kabul edilmediğini göstermektedir. Taşınır Kültür Ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmelik’te de, koleksiyonculuk yapan şahsın ölümü halinde koleksiyonun mirasçılarına intikal edeceği açıkça düzenlenmiştir (m. 10).35 Bunun yanı sıra Yönetmeliğin koleksiyonculuktan vazgeçmeyi düzenleyen 14. maddesinde koleksiyonculuktan vazgeçmek isteyenlerin, bağlı oldukları müze müdürlüğüne yazılı olarak başvurarak müzelik değerdeki kültür ve tabiat varlıklarının bağış veya satış yoluyla müzelere mal edilmesini isteyebilecekleri düzenlemesi yer almaktadır. Yönetmelik’te yer alan bu düzenlemeler de koleksiyonda yer alan taşınırların koleksiyoncunun mülkiyetinde olduğunu göstermektedir. Bu noktada dikkate alınması gereken bir diğer husus, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda söz konusu malların devlet malı olarak değil devlet malı niteliğinde kabul edilmiş olmasıdır.36 35 Bu noktada kısaca Türk Medeni Kanunu’nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük m. 33’e değinmekte de fayda vardır (Bakanlar Kurulu Kararı Tarihi: 21.07.2003, No: 2003/5960 Dayandığı Kanunun Tarihi: 22.11.2001, No: 4721, Yayımlandığı Resmî Gazete Tarihi: 10.08.2003, No: 25195). Mirasa dair defter tutma ve mühürlemeyi düzenleyen bu maddede, kütüphane veya pul koleksiyonu gibi tespiti uzun zamana ihtiyaç duyan taşınırlardan oluşan malların, mühürlenerek veya kasa gibi güvenilir bir yere konularak muhafaza altına alınacağı düzenlemesi yer almaktadır. 36 Gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde olan taşınır kültür ve tabiat varlıkları, 1906 tarihli Asar-ı Atika Nizamnamesi’nin yürürlüğe girmesinden önce mülkiyete konu olanlar, 2863 sayılı Kanun m. 25 uyarınca yapılan tasnif neticesinde korunması gerekli görülüp tescili yapılan ancak müzelere alınmayıp iade edilenler ve mülkiyeti yurt dışında edinilip yurda getirilenler olarak ayrılarak incelenmiştir (Aydos, s. 69). Buna bağlı olarak kişilerin elinde bulundurduğu arkeolojik eserlerin devletin malı olduğu ve ancak 1906 yılından önce Osmanlı topraklarında bulunan ve üzerinde hukuka uygun özel mülkiyet kurulduğunu

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1