Türkiye Barolar Birliği Dergisi 166.Sayı

114 *eroeN Ye T]eO KiúiOere AiW g]eO KROeNsiyRnODrD KDyÕWOÕ TDúÕnÕr KOWr Ye Danıştay 6. Dairesi de 2021 yılında vermiş olduğu bir kararında kültür ve tabiat varlığı koleksiyonlarının Anayasa’nın 35. maddesi anlamında mülk teşkil ettiği ve koleksiyonculuk izin belgesi ile bu taşınır kültür ve tabiat varlıklarının mülkiyetinin kazanıldığı ifadelerine yer vermiştir.41 Sonuç olarak, taşınır kültür varlıklarının özel mülkiyete konu olabileceği açıktır.42 Bir koleksiyona tabi olan taşınır kültür ve tabiat varlıkları, ilgili koleksiyoncunun mülkiyetindedir. Pek tabii burada, ilgili Kanun ve Yönetmelik kapsamında sınırlandırılmış bir mülkiyetten söz etmek mümkündür.43 c. Koleksiyona Kayıtlı Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıklarının Haczi Kabil Olup Olmadığı İcra ve İflas Kanunu’nun 82. maddesi uyarınca, devlet malları ile özel kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar haczedilanmıştır. Belirtilmelidir ki taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarının devlet malı niteliğinde olması bunların özel mülkiyete konu olmasına engel teşkil etmemektedir. Nitekim 2863 sayılı Kanun’un çeşitli maddelerinde taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarıyla ilgili olarak maliklerin yetkilerini kısıtlayan, devlete gözetim ve denetim yetkisi veren birtakım hükümler sevk edilmekle birlikte bunların hâlihazırda özel mülkiyette bulunanların üzerindeki özel mülkiyetin kalkmasını öngören veya kamu mülkiyetinde bulunanların özel mülkiyete geçmesini engelleyen açık bir hüküm bulunmamaktadır. Kanun koyucu kültür varlıklarının daha iyi korunabilmesi için bunlara devlet malı statüsü vermiş ise de özel mülkiyeti yasaklamış değildir. Devlet malı niteliği özel bir statü olup kamu mülkiyetini zorunlu kılmamaktadır. Devlet malı niteliğindeki varlıklara ilişkin olarak birçok kanunda devlete geniş gözetim ve denetim yetkisi bahşeden hükümler sevk edilmiştir. Devlet malı niteliğinde olma devletin denetim ve gözetim yetkisini genişleten bu hükümleri harekete geçiren bir statüden ibarettir. Dolayısıyla Türk hukuk sisteminde taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarının özel mülkiyete konu edilmesinin yasaklanmadığı anlaşılmıştır…”, AYM 2018/20732 B., 13.01.2022 T. (Lexpera). 41 “…Dava konusu uyuşmazlıkta, koleksiyonculuk izin belgesi iptal edilen davacının, kendisine taşınır kültür ve tabiat varlığı niteliğindeki eserlerin mülkiyetinin kazanımını sağlayacak olan yeni bir koleksiyonculuk izin belgesinin verilmesi yönündeki talebinin zımnen reddi işleminin gerekçesi (…) Dolayısıyla, davacının koleksiyonundaki taşınır kültür ve tabiat varlıklarının belirli koşullar dâhilinde değiştirilebilmesi veya satılabilmesi mümkün olduğu gibi intikali de mümkündür. Bu durumda ekonomik bir değer ifade ettiği anlaşılan söz konusu koleksiyonun davacı açısından Anayasa’nın 35. maddesi anlamında mülk teşkil ettiği kuşkusuzdur…”, 6. D., 2021/4979 E., 2021/8000 K., 09.06.2021 T., (Lexpera). 42 Özel, Kültür Varlıkları, s. 58, 68; Özel, Değişiklik, s. 662; Peksöz, s. 942, 955, 956; Murat Volkan Dülger, “Kültür Varlıklarının ve Sanat Eserlerinin Hukuki Açıdan Korunması”, İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, (1), 2014; 129. Ayrıca Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tasnifi, Tescili ve Müzelere Alınmaları Hakkında Yönetmelik uyarınca değerlendirme komisyonu tarafından korunması gerekli görülmeyerek tescil dışı bırakılan kültür ve tabiat varlıkları üzerinde de gerçek ya da tüzel kişilerin mülkiyet hakkına sahip olması mümkündür. Bu durumda ilgili taşınır, sahibine Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-1 sayılı Tescil Dışı Taşınır Kültür ve Tabiat Varlığı Belgesi verilerek iade edilir. 43 Ersöz, s. 184.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1