Türkiye Barolar Birliği Dergisi 166.Sayı

12 Türk Ceza Hukukunda Af tir.29 30 Anayasa Mahkemesi’nin bu değerlendirmesi ve iptal kararına rağmen yasa koyucunun benzer düzenlemeleri yapma eğiliminin devam ettiği görülmekte;31 yasa koyucunun bu eğilimi, anayasanın etra29 Anayasa Mahkemesi’ne göre “Anayasa’da, yasalaşma süreci özel usullere bağlanmış olan yasama işlemlerinin başka isimler altında ve farklı yöntemler uygulanarak oluşturulması durumunda, Anayasa koyucunun iradesinin tam anlamıyla etkili ve egemen kılınabilmesi için bu işlemlerin anayasal denetimlerinin gerçek nitelik ve içerikleri gözetilerek yapılması gerekir. / … / Anayasa Mahkemesi’nin 18.7.2001 günlü E: 2001/4, K: 2001/332 sayılı kararıyla 4616 sayılı Kanun’un 1. maddesinin dava konusu kuralla öz yönünden farklılık içermeyen 2. bendindeki düzenlemenin de toplu ve şartlı özel af olduğu kabul edilmiştir. /Anayasa’nın 3.10.2001 günlü 4709 sayılı Kanun ile değiştirilen 87. maddesinde Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilanına karar vermek Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. Buna göre, “af” niteliğindeki yasama işlemlerinin TBMM üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile yasalaşması gerektiği açıktır. Dava konusu kural ise bu oran gözetilmeyerek 174 oyla yasalaşmıştır. / Açıklanan nedenlerle, 4616 sayılı Kanun’un 1. maddesinin 4758 sayılı Kanun ile yeniden düzenlenen 2. bendi Anayasa’nın 87. maddesine aykırıdır. İptali gerekir”. Anayasa Mahkemesi, T. 28.05.2002, E. 2002/99, K. 2002/51, RG 06.11.2002, No: 24928. 30 Anayasa Mahkemesi’nin iptal istemiyle önüne taşınan kanunun ismiyle bağlı olmaksızın o kanunun içeriğine bakarak değerlendirme yapması gerektiği; kanunun içeriği itibariyle af kanunu niteliğinde olduğunu tespit etmesi halinde de yargısal denetimini Anayasa’nın ilgili maddelerini dikkate alarak yapabileceğine dair bkz. Sibel İnceoğlu, “Türk Anayasa Mahkemesi ve İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Eşitlik ve Ayrımcılık Yasağı Çerçevesinde Af, Şartla Salıverme, Dava ve Cezaların Ertelenmesi”, içinde; Anayasa Yargısı, Anayasa Mahkemesi’nin 39. Kuruluş Yıldönümü Nedeniyle Düzenlenen Sempozyumda Sunulan Bildiriler, Ankara 2001, (41-70), s. 54. Aynı yönde bkz. Yalçın Sancar, “23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun’un Hukuksal Niteliği ve Sonuçları”, s. 188. Anayasa Mahkemesi de bu hususu, 1966 yılında verdiği bir kararında, “Anayasa Mahkemesi, bir metnin Anayasa’ya uygunluğunu denetlerken, o metnin Meclislerce şu veya bu nitelikte sayılmış olmasıyla bağlı tutulamaz. Anayasa denetiminin amacı, ancak, Anayasa Mahkemesinin incelemesi için önüne getirilen metni kendi hukuk anlayışına göre nitelendirebilmesini zorunlu kılar; aksi takdirde meclislerin yanılarak nitelendirdikleri bir metnin, Anayasa Mahkemesinin denetimi dışında kalması kabul edilmiş olur ki, bu da anayasa koyucunun Anayasa’ya uygunluk denetimini koymakla güttüğü amaca aykırı düşer” ifadeleriyle ortaya koymuştur. Anayasa Mahkemesi, 19.12.1966, E. 1966/7, K. 1966/46, RG 29.01.1968, No: 12812. Bu denetimin sadece kanunlarla sınırlı olmaması gerektiği; içeriği ve etkisi itibariyle aslında af tasarrufu niteliğinde olan bir işlemin ancak Anayasa ile kendisine af ilan etme yetkisi verilen kişi ve kurumlarca tesis edilebileceği; Anayasa ile kendisine bu yetki verilmeyen bir idari organın bu etkiyi doğuran bir idari işlem tesis edemeyeceğine dair bkz. Sözüer, s. 226. 31 Bunlara örnek olarak 24.09.2018 tarih ve 2018/2929 sayılı Kanun teklifi verilebilir. Söz konusu teklifin başlığı, “Bazı Suçlarla İlgili Ceza Sürelerinden Şartla İndirme ile Tutuklu ve Hükümlülerin Salıverilmesine Dair Kanun Teklifi” olup, teklifin ne başlığında ne maddelerinde ne genel gerekçesinde ne de madde gerekçelerinde bu düzenlemenin bir af kanunu olduğu ifade edilmemektedir. Ancak teklif met-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1