Türkiye Barolar Birliği Dergisi 166.Sayı

13 TBB Dergisi 2023 (166) Aysun ALTUNKAŞ fından dolaşılmaya çalışıldığı ifadeleriyle öğreti tarafından haklı olarak eleştirilmektedir.32 a. Kapsamı Genel af kanunları kapsamına giren suçlar, hukuki nitelemeleri, ilgili kanun maddeleri, suç karşılığında öngörülen soyut cezanın ağırlığı ya da devlet aleyhine işlenen suçlarda olduğu gibi suçun kanunda sistematik olarak düzenlendiği yer ya da bölüm dikkate alınarak belirlenebilirler. Yine 2001 yılında 4709 sayılı Kanun’la Anayasa m. 87’de yapılan değişiklikle “Anayasanın 14. maddesindeki fiillerden dolayı hüküm giyenler” ifadesi madde metninden çıkartılmak suretiyle, TBMM devlet aleyhine işlenen suçlar dahil olmak üzere bütün suçlar bakımından af ilan etme yetkisine sahip kılınmış; bu yolla TBMM’nin af yetkisinin kapsamı genişletilmiştir.33 Bu durumun tek istisnasını Anayasa m. ninde yer alan düzenlemeler, özellikle de kapsam başlıklı 2. madde dikkate alındığında bu teklifin bir af kanunu teklifi niteliğinde olduğu açıktır. Bu kanun teklifinde yer verilen düzenlemeler ve gerekçeleri için bkz. https://www2.tbmm.gov. tr/d27/2/2-0970.pdf, E.T. 21.01.2023. Bu kanun teklifi içerisinde yer alan düzenlemeler ile ilgili ayrıntılı değerlendirmeler için bkz. Yıldırım, s. 39 vd. 14.04.2020 tarih 7242 sayılı Kanun’un 52 ve 53. maddeleri ile CGİK geçici m. 6’da yapılan değişiklik ve eklenen geçici m. 9 düzenlemesinin ve 18.07.2021 tarih ve 7333 sayılı Kanun m. 17 ile 5941 sayılı Çek Kanunu geçici m. 5’de yapılan değişiklik düzenlemenin doğurduğu etki itibariyle dolaylı af kanunu niteliğinde olduğuna yönelik değerlendirmeler için bkz. Demirbaş, Ceza Hukuku Genel Hükümler, s. 760, 761. 32 Bu tespit ve eleştiriler için bkz. Tolga Yıldırım, s. 40 vd. Benzer tespit ve değerlendirmeler ve erteleme yetkisinin sadece mahkemeler eliyle kullanılabilecek bir yetki olup, TBMM’nin yargı yetkisinin kullanılması niteliğinde olan erteleme kararı veremeyeceğine, bunun Anayasa m. 6/2 son cümle uyarınca “kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisinin kullanılması” niteliğinde olduğuna dair tespitler ve bu doğrultuda AYM’nin yasama organının, kimi suçları işleyenler için “erteleme” adı altında bir düzenleme getirebileceği sonucuna vardığı 19.09.2000 tarih ve E. 1999/39, K. 2000/23 sayılı kararına yönelik haklı eleştiriler için bkz. Mustafa Ruhan Erdem, “Ceza Hukukunda Cezaların Ertelenmesine İlişkin Düzenlemelere Anayasal Bakış”, içinde; Anayasa Yargısı, Anayasa Mahkemesi’nin 39. Kuruluş Yıldönümü Nedeniyle Düzenlenen Sempozyumda Sunulan Bildiriler, Ankara 2001, (17-39), s. 36, 37. Benzer tespitlerin yanında koşullu salıverilmenin koşullarının karşılanıp karşılanmadığını değerlendirme ve koşullu salıverilme kararı verme yetkisinin mahkemelere ait bir yetki olduğu, bu kararın yasama organı tarafından verilemeyeceğine dair bkz. Yalçın Sancar, “23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun’un Hukuksal Niteliği ve Sonuçları”, s. 174, 178. 33 Atila, s. 281. Yasama organının, affın kişi ve madde bakımından kapsamını belirlemek konusunda geniş bir takdir yetkisi olsa da, eşitlik ilkesi ve hukuk devletinin, yasama organının bu takdir yetkisinin doğal sınırları olduğu konusunda bkz. Tolga Yıldırım, s. 34. Benzer tespitler için bkz. Yalçın Sancar, “23 Nisan 1999 Tarihine

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1