Türkiye Barolar Birliği Dergisi 166.Sayı

33 TBB Dergisi 2023 (166) Aysun ALTUNKAŞ hapis cezasının çevrilebileceği yaptırım türleri bakımından bir sınırlandırma yapılmamış olduğundan hapis cezasının adli para cezası dışındaki bir yaptırım türüne çevrilip çevrilemeyeceği sorusuna yanıt aranmalıdır. Bu bağlamda öncelikle şu husus ifade edilmelidir ki, TBMM ve Cumhurbaşkanının özel af ilan etme yetkisi bakımından benzer düzenlemeler, 1961 Anayasası’nın 64 ve 97. maddelerinde de yer almasına rağmen, bu sorunun bugün akıllara gelmesinin nedeni, 765 sayılı TCK’nın 98. maddesinde, özel affın, cezayı kaldıracağının, azaltacağının veya değiştireceğinin hüküm altına alınması ile yetinilmesi; cezanın çevrilmesi bakımından kanun metninde herhangi bir sınırlandırmanın yapılmamış olmasıdır. Dolayısıyla 5327 sayılı TCK yürürlüğe girinceye kadar, Anayasal ve yasal düzenlemeler arasında bu bağlamda bir uyum söz konusudur. Oysa 5237 sayılı TCK’nın yürürlüğe girmesi ile birlikte kişi hakkında hükmedilen hapis cezasının, TCK m. 65 uyarınca özel af ile çevrilebileceği yaptırım türü, adli para cezası ile sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla Anayasa m. 87 düzenlemesi ile TBMM’ye tanınan özel af ilan etme yetkisi, bu yetkinin kullanım esaslarını gösteren norm olan TCK m. 65’te çizilen sınırlar çerçevesinde kullanılabilecektir. Bununla birlikte, yukarıda da ifade edildiği üzere Cumhurbaşkanına tanınan cezayı hafifletme yetkisi bakımından Anayasa koyucu özel af ifadesini kullanmamış; etki ve sonuçları dikkate alındığında söz konusu düzenleme ile Cumhurbaşkanına özel af ilanını da kapsamına alan bir cezayı kaldırma veya hafifletme yetkisi tanınmıştır. Dolayısıyla Cumhurbaşkanının kişi hakkında kesinleşmiş olan cezayı hafifletme yetkisini kullanırken, bu cezayı kural olarak TCK m. 50 uyarınca adli para cezasına çevirmek şeklinde kullanması mümkün olduğu gibi, TCK m. 50’de sayılan diğer seçenek yaptırımlara ya da TCK m. 53’de sayılan güvenlik tedbirlerine çevirme şeklinde kullanması da mümkündür. Bununla birlikte şu husus da ifade edilmelidir ki adli para cezası, TCK m. 50’de sayılan diğer seçenek yaptırımlar ya da TCK m. 53’de sayılan güvenlik tedbirlerinin birçoğu ile karşılaştırıldığında, bunlar genellikle süreklilik arz eden yaptırımlar olduğundan, adli para cezası bu yaptırımlara nazaran daha hafif niteliktedir. Kaldı ki Cumhurbaşkanına Anayasa m. 104 ile tanınan yetkinin, sürekli hastalık, sakatlık veya kocama gibi hallerle sınırlı olarak tanınmasının nedeninin, bu hallerde cezadan beklenen amaca ulaşılmasının mümkün olmamasının yanında, kişi-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1