Türkiye Barolar Birliği Dergisi 166.Sayı

80 KriSWR 9DrOÕN AODFDNODrÕnD øOiúNin DDYDODrGD *|reYOi 0DKNePe varlıkların sehven mükerrer gönderilmesi iddiasına dayanan davanın, taraflar tacir olsa da sehven mükerrer kripto varlık gönderilmesi işlemi davacının ticari işletmesini ilgilendirmediğinden bahisle nispi ticari dava niteliği taşımadığı sonucuna varılmıştır. İstanbul BAM 19. Hukuk Dairesi de benzer bir davada, taraflardan birinin tacir sıfatı taşımaması nedeniyle nispi ticari dava bulunmadığına karar vermiştir.47 D. Tüketici Mahkemesi Para formundaki kripto varlıklarla alakalı karşılaşılabilecek uyuşmazlıkların büyük bir bölümünün kripto para alım satımı işleminden kaynaklanan alacak davalarının oluşturduğu söylenebilir. Bu bağlamda, kripto para alıcısı/satıcısı ile kripto para alım ve satımına yönelik hizmet sunanlar arasında genellikle bir çerçeve sözleşme imzalanmakta ve bu sözleşme çerçevesinde alım/satım işlemleri gerçekleştirilmektedir. Buna göre, tarafların aralarında yaptıkları sözleşmenin ve bu sözleşmeden kaynaklanan alacak taleplerinin 6502 sayılı Tüketicinin getirmez. Somut olayda tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile talebin ileri sürülüş biçimine göre; davalı gerçek kişi ...’nin para kazanmak için davacı şirketin sağladığı kripto para alım-satım işlerine girdiği ve davacının sistemine üye olduğu, yatırım ve kazanç amaçlı olarak kripto paralar satın aldığı, davacı şirketçe davalının sistemde kayıtlı hesabına sehven aynı gün içinde ve mükerrer olarak kripto para gönderildiğinin iddia edildiği, böylece davacı şirketin davalıdan fazladan gönderdiği miktar kadar alacağının bulunduğunu ileri sürdüğü, mevcut haliyle davacı şirketin davalıya sehven gönderdiği kripto paraların bedelinin tahsiline yönelik olarak başlattığı icra takibine konu alacağın davalının ticari işletmesiyle ilgisi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı açıktır. Diğer taraftan, para kazanma, mevcut birikimini artırma ve dijital (kripto) paralardan gelir elde etme amaçlı olarak hareket eden davalının tüketici olarak kabul edilmesi de mümkün değildir. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca “ticari davalar” Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Somut olayda; davacı şirketin tacir olduğu sabit ise de davacı ...’nin tüketici ve tacir sıfatı bulunmamaktadır. Mevcut haliyle uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı, eldeki davanın nispi ticari dava olarak da kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasındaki ilişki 6102 ve 6502 sayılı kanunların kapsamı dışında kalmaktadır.” İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi, 11.02.2022 T., 2021/602 E., 2022/131 K. (https://emsal.uyap.gov. tr/#) Erişim Tarihi: 21.02.2023. 47 İstanbul BAM, 19. HD., 21.12.2021 T., 2021/3166 E., 2021/2411 K. (İstanbul BAM, 19. HD., E. 2021/3166 K. 2021/2411 T. 21.12.2021- Bölge Adliye Mahkemesi Kararı | LEXPERA) Erişim Tarihi: 22.02.2023. Benzer yönde başka bir karar için bkz., İstanbul BAM, 44. HD 04.11.2021 T, 2021/1354 E., 2021/1325 K. (İstanbul BAM, 44. HD., E. 2021/1354 K. 2021/1325 T. 4.11.2021- Bölge Adliye Mahkemesi Kararı | LEXPERA) Erişim Tarihi: 24.02.2023.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1