Türkiye Barolar Birliği Dergisi 167.Sayı

64 Sosyal Medya Düzenlemesi İçin Bir Türkiye Denemesi dığımız haber kanallarının kaynağının doğruluğunu araştırmadan bu haberi yayınlamasıdır. Artık haber yerel bir haber olmaktan çıkmış küresel bir düzeye ulaşmıştır. Yalan bir haberin kişiler ve devletler açısından ne derecede bir infial yaratabileceğini göstermek açısından bu haber güzel bir örnek olarak verilebilir. Yalan haberin bu kadar kolay yayılabilmesinin önüne geçmek için yayımcıların haberin kaynağını teyit etmeden yayınlamamaları konusunda geleneksel medyada etik düzenlemeler ve hukuki düzenlemeler mevcuttur. Bununla beraber sosyal medya için belirlenmiş düzenlemelerin yeterli gelmediği ülkeyi yönetenler tarafından düşünülmüştür. Bu sebeple kanun koyucu tarafından 13.10.2022 tarihinde 7418 numaralı Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kabul edilmiştir. Kanun teklifinde sosyal medya ile ilgili düzenlemelerin gerekçeleri belirtilmiştir.42 Bu düzenlemeler dijital çağa uygun bir şekilde düşünce özgürlüğüne zarar vermeden yerine getirilmelidir. Bir sonraki bölümde de irdeleyeceğimiz üzere kanun hükümlerindeki belirsizlik öngörülemez, hukuk dışı ve istenmeyen sonuçlar ortaya çıkarabilmektedir. 3. SOSYAL MEDYA DÜZENLEMELERİ VE BİR TÜRKİYE DENEMESİ Her geçen gün abone sayısını artırarak büyüyen sosyal medya platformları eğlenme, vakit geçirme, paylaşım, mesajlaşma gibi işlevleri yerine getirirken birçok olumsuzluklara da neden olmaktadır. Özellikle 2016 Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimleri ile Brexit oylaması sonrası, devletler münferit bir şekilde ve Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşlar üyeleri için sosyal medyanın denetlenmesi konusunda çeşitli adımlar atmışlardır. Daha önceleri dolandırıcılık, cinsel istismar, hakaret gibi daha belirgin suçlar için kendi kanunlarında yaptıkları düzenlemelerle durumu idare eden 42 “Değişiklik Teklifiyle yalan haberin vardığı nokta ve etkileri dikkate alınarak dezenformasyonla mücadele kapsamında bir taraftan idari tedbirler güçlendirilirken diğer taraftan 5237 sayılı Kanun’un “Kamu Barışına Karşı Suçlar” başlıklı beşinci bölümünde “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlığıyla müstakil bir suç ihdas edilmektedir. Bu doğrultuda, sırf halk arasında endişe, panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilginin, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayılması suç olarak düzenlenmektedir. Böylelikle failde özel kast, gerçeğe aykırı bilgi de özel nitelik ve eylemde elverişlilik aranmaktadır”.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1