

Başkan’dan
8
büyük zaaflara yol açtığı unutulmamalıdır. Özeti şudur; geçmiş yan-
lışlardan ders almak gelecekte benzer yanlışlara düşmemenin en gü-
venilir yoludur.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en yetkin kadrolarının, sahte belgelerle
ve terör örgütü mensubu gizli tanıklarla acımasızca tasfiye edilmesi,
dış işlerimizi adına “stratejik derinlik” denilen bir sığlığa sürüklemiş-
tir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Ortadoğu’yu ve dünyayı en iyi şekil-
de analiz eden kadrolarından mahrum kalmış Türkiye Cumhuriyeti,
“yurtta barış, dünyada barış” ilkesine dayanan milli duruştan uzakla-
şarak sorumsuz bir hayalperestlik içinde tehlikeli maceralara atılmış-
tır. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne reva görülen ülke güvenliği açısından
vahim sonuçlar doğurabilecek haksız hukuksuz uygulamalara derhal
son verilerek bu güzide kuruluşun anayasal görevini eksiksiz yerine
getirebilecek konuma ulaşması hususu özenle değerlendirilmelidir.
Elbette Türk Silahlı Kuvvetleri de siyaseti yönetmeye bir daha asla ka-
rışmamalı, darbelerin sivil toplumun bütün frenleme mekanizmalarını
ezerek, devleti milletin korumasından mahrum bıraktığını görmelidir.
Özeti şudur; varılan vahim noktada ders almak için geç değildir. Aksi
takdirde ödeyeceğimiz korkunç bedelleri gelecek nesillerin omuzları-
na yıkmış oluruz.
Suriye sınırının güvenliğinin sağlanması ülke güvenliği açısından
hayati önemi haizdir. Mezhebe dayalı stratejilerin bölgeyi kana bu-
ladığı gerçeği göz ardı edilmemelidir. Esad’ı doğrudan hedef almak
yerine Suriye’nin toprak bütünlüğü esas alınmalı ve bu hususta ulus-
lararası kamuoyu da harekete geçirilmelidir. Özeti şudur; Türkiye;
Ortadoğu’da yeniden etkin olmak istiyorsa başta İran, Irak ve Suriye
olmak üzere bütün komşularına toprak bütünlüklerini korumak için
üzerine düşeni yapacağının güvencesini vermelidir.
Terörle mücadele ediyoruz diye, çoğulcu katılımcı demokrasi he-
definden asla vazgeçilmemeli, temel hak ve özgürlüklerin, sınırlan-
masının bir çare olmadığı, tam aksine çözümün eksiksiz işleyen bir
demokratik rejim olduğu daima hatırlanmalıdır. Özeti şudur; çıkış yo-
lumuz 77 milyon vatandaşımızı, eşit vatandaşlık paydasında buluştur-