Background Image
Previous Page  211 / 477 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 211 / 477 Next Page
Page Background

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisine Etkisi

210

kilde, yabancı bir mahkemeyi yetkili kılan yetki sözleşmesi ile esas

hakkında yetkili Türk mahkemelerinin yetkisinin ihtiyati hacizle

sınırlı olmak üzere ortadan kaldırılmadığını da kabul etmek gere-

kecektir. İhtiyati hacizden sonra haciz kararının dayanağı olan ala-

cağa ilişkin davada yetkili mahkeme açısından özel bir düzenle-

meye yer veren HUMK md. 12 hükmünün kaldırılması ve bunun

asıl dava bakımından da yetki tesisine yol açmayacak olması, bu

çözümün kabulünü kolaylaştırmıştır. Ancak, Türk mahkemesinin

milletlerarası yetkisinin olmaması, bir başka ifadeyle, asıl davanın

Türkiye’de görülemeyecek olması, ihtiyati haczi tamamlayıcı me-

rasim bakımından bir takım sorunlara yol açacaktır. İİK md. 264/I

uyarınca, dava açmadan önce ihtiyati haciz kararı almış ve uygu-

latmış olan alacaklı, yedi gün içinde borçluya karşı dava açmalıdır.

Alacaklının süresi içinde borçluya karşı dava açması ile bu dava-

nın sonuna kadar ihtiyati haciz devam edecektir (İİK md. 264/III).

Asıl dava, yedi gün içinde yetkili yabancı mahkemede açılmalı

ve orada dava açıldığına dair bir belge ihtiyati haciz kararı veren

mahkemeye tevdi edilmelidir. İlgili belgenin temini, ilgili resmi

makamca onaylanması ve tercümesi için geçecek süre de dikkate

alındığında yedi gün oldukça kısa kalmaktadır. Davacı, davada

haksız çıkar ve davayı kaybederse, ihtiyati haciz hükümsüz kalır

(İİK md. 264/IV). Davacı, davayı kazanırsa, ihtiyati haciz devam

eder. Ancak, ihtiyati haczin devamı için davacının kararın tebliğ

tarihinden itibaren bir ay içinde takip talebinde bulunması gere-

kir (İİK md. 264/III). Burada, alacaklı lehine verilen hükmün ne

zaman icrasının istenebileceğine bakmak, ona göre bir aylık süreyi

başlatmak gerekir. Davacının yabancı ülkede açtığı davayı kazan-

ması durumunda, lehine olan yabancı kararın Türkiye’de bir hü-

küm ifade edebilmesi ve icrası ancak yabancı kararın Türkiye’de

tenfiz edilmesinden sonra mümkündür. O halde, bir aylık süre

de tenfiz kararının kesinleşmesinden itibaren başlamalıdır. Aksi

halde, dava sonuna kadar devam eden ihtiyati haczin davacının

alacağını elde etmesini garanti etmesi mümkün olmayacaktır.

Ancak, davalının uzun süre tenfiz davası açmaması ve ihtiyati

haczin devamı süresinin aşırı uzaması da ihtimal dahilindedir.

Bu sorunların çözüme kavuşturulması için, İİK veya MÖHUK’ta,

en azından Türk vatandaşlarını ve/veya tacirlerini koruyacak ve

onlara yabancı tarafın Türkiye’de malvarlığı bulunması halinde