Background Image
Previous Page  470 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 470 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (102)

Disiplin Kurulu Kararları

469

bulunduğu müvekkilinin her türlü sırlarına mesleği nedeniyle vakıf

olduğu için bu sırlara dayanarak ilk müvekkilini zarara sokacak yeni

bir işi kabul etmemesidir.

Avukatlık, “doğruluk karinesinden” yararlanan mesleklerdendir.

Kişilerin bu mesleğin mensuplarına inançları asıldır. Bu nedenle avu-

katların, kolektif inanca ters düşecek ve bu inancı sarsacak davranış-

lardan dikkatle kaçınmaları gerekir.

Avukatlık mesleğinin ruhu ve etik değerleri ve geleceği nazara

alındığında maddelerin geniş olarak yorumlanması zorunluluğu hâsıl

olmaktadır. Bu nedenle müvekkille eş zamanlı olarak hasım tarafın

vekâletnamenin üstlenilmesinde, bu vekâletname kime karşı ve ne se-

beple kullanılırsa kullanılsın, yasaya ve meslek kurallarına aykırılık

kabul edilmelidir. Salt “aynı iş” kavramıyla da yorumlama, Avukatlık

mesleğine olan güveni sarsacak, kamuoyunda itibarını azaltacaktır.

Avukatlık Kanununun 136/1 maddesi “Bu kanunun avukatların

hak ve ödevleri ilgili altıncı kısmında yazılı esaslara uymayanlar hak-

kında ilk defasında en az kınama, tekrarında, davranışın ağırlığına

göre, para veya işten çıkarma cezası .... . uygulanır. ” Hükmünü taşı-

maktadır.

Şikayetli avukatın, müvekkili ile olan vekâlet ilişkisinin devamı

esnasında eş zamanlı olarak hasım tarafın da vekâletini üstlenmesin-

den ibaret eylemi, Avukatlık Yasasının 34, 38/b, Türkiye Barolar Bir-

liği Meslek Kurallarının 2, 3, 4, 36. maddelerine aykırı olmakla disip-

lin suçu oluşturduğundan, Baro Disiplin Kurulunca eylemin disiplin

suçunu oluşturduğuna ilişkin değerlendirmesinde hukuki isabetsizlik

görülmemiştir. Ancak şikâyetli avukatın eylemi aynı zamanda Avu-

katlık Yasasının 34 ve 38. maddelerine aykırı olduğundan Avukatlık

Yasasının 136/1 maddesi gereğince en az kınama cezası tayini gere-

kirken uyarma cezası tayini doğru bulunmamış ise de aleyhte itiraz

olmadığından, bu hususa sadece değinilmekle yetinilmiş ve kararın

onanması gerekmiştir.

Sonuç olarak, şikâyetli avukatın itirazının reddi ile Baro Disiplin

Kurulunun “Uyarma Cezası Verilmesine” ilişkin 26. 03. 2010 tarih

2009/34 Esas, 2010/7 Karar sayılı kararının ONANMASINA, oybirliği

ile karar verildi.