Background Image
Previous Page  476 / 485 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 476 / 485 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (109)

Murat CEYHAN

475

le bir talimat yetkisi bulunmamaktadır. İleride “Danıştay Kararları”

bölümünde de inceleyeceğimiz üzere “Kollukta bulunan soruşturma

dosyası için yetkili Cumhuriyet Savcısının yazılı emri gerekir” şeklin-

deki düzenleme Danıştay tarafından savunma hakkının ihlali olarak

algılanmaktadır. Aynı şekilde böyle bir karar bulunmaksızın kolluğun

kendisinde bulunan dosya için çeşitli engeller çıkarması ya da savcılık

emrini beklemesi hukuka aykırı kabul edilmektedir

16

.

Sonuç olarak adli mercilerin kendi içinde bu şekilde dayanışması

çeşitli alanlarda savunmaya hukuka aykırı olarak büyük zarar vermek-

tedir. Burada can alıcı nokta ise bahsi geçen dayanışmanın müdafilik

kurumuna karşı genel bir algıdan kaynaklanmasıdır. Savunma hak-

kı adına yargılamada söz sahibi olmak isteyen müdafi özellikle belirli

suçlarda şüpheliyle bir tutulmaktadır. Silahların eşitliğinin pratikte

iddia makamı lehine bozulması adına özel kanunlar dahi çıkarılmak-

tadır. Bu bağlamda Terörle Mücadele Kanunu’nun yürürlükten yeni

kaldırılmış olan bir maddesini ayrıca inceleyeceğiz, ama önce dosya

inceleme yetkisi bağlamında savcı ve müdafi algısına genel bir giriş

yapmamız gerekecektir.

B) İnceleme Yetkisi Bağlamında Savcı ve Müdafi Algısı

1) Genel Olarak

Savcılık makamının işlemlerinde devlet ve toplum adına hareket

ettiği bir gerçektir. Buna karşılık müdafilik salt bireysel menfaat için

görevini yerine getirmektedir. Dosyayı inceleme yetkisinin kullanıl-

ması sonucunda iki taraf da belli bilgilere ulaşmaktadır. Şüphelinin suç

isnadı açısından konumunun, delil durumunun öğrenilmesi tarafların

görevini farklı yönlerde etkileyebilir. Ancak ikisinin de görevi aslın-

da mesleki etik sınırlar çerçevesinde hukuki tetkikten ibarettir. Erem,

bu açıdan bakıldığında müdafi için sadece bazı evrakı tetkik yetkisini

veren, diğerlerinin görülmesini takdire bırakan bir kanun hükmünü

hatalı bulmaktadır. Bu bağlamdaki hukuk felsefesini diyalektik felse-

feye dayandırmaktadır. Evrakı her zaman tetkik edebilecek bir iddia

makamına karşı sınırlı bir müdafaanın anlaşılmaz olduğunu söyleyen

Erem, esasen “diyalektik münasebetine” savcı ile birlikte giren müda-

16

Kocaoğlu, a.g.e., s. 174.