Previous Page  373 / 393 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 373 / 393 Next Page
Page Background

Osmanlı Devleti’nde Marka Hukukunun Gelişimi

372

Marka hukukunun gelişim sürecinde önemli bir kazanım, 1858

Osmanlı Ceza Kanunu’nun 150. maddesinde emtia üzerine Osman-

lı Devleti namına basılan damgalar yanında, özel girişim tarafından

kurulan ticarethane emtialarına vurulan damga ve işaretlerin taklit

edilmesinin sahtekârlık suçu kapsamına alınmasıdır. Madde gereği

damga, işaret, nişan taklidi yapanların altı aydan üç yıla kadar hapis

cezası ile cezalandırılmaları gerekmekteydi.

28

Ceza Kanununun ticari emtia damgalarının taklit edilmesiyle ilgi-

li ilk uygulamasına konu olan dava, sabunlarıyla ünlü Girit olmuştur.

1863 yılında Bâb-ı Âli’ye gönderilen ve altında birçok Giritli üretici ve

tüccarın imzası bulunan bir dilekçede Midilli, Ayvalık gibi yerlerde

üretilen düşük kaliteli sabunlara Girit damgası vurulmasından do-

layı oluşan mağduriyetten şikâyet edilmiştir. Giritli sabun üreticile-

rinin şikâyetleri, kalitesiz sabunların Girit damgası sayesinde kırk –

elli para pahalıya satılması, dolayısıyla kendilerinin sattığı ürünlerle

ayırt edilemeyerek, zarara uğramalarıydı. Bir diğer şikâyetleri de taklit

ürünler nedeniyle, uzun zamandır belirli bir şöhrete sahip olan Girit

sabunlarının kalite algısının değişmesiydi. Sabunların taklit edilmesi

öyle bir dereceye ulaşmıştı ki –en azından Girit tüccar ve üreticilerinin

ifadelerine göre- fabrikalar kapanma noktasına gelmiş, işsizlik artmış-

tı. Giritliler Batı Anadolu’da üretilen sabunlar yanında Girit’in içinden

fakat farklı kalitede olan Kandiye, Hanya ve Resmo sabunlarının da

üretim yerlerini ayırt edecek damgalar vurulmasının sağlanmasını ta-

lep etmişlerdir. Zira birinci sınıf sabun Kandiye sabunu idi.

29

Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye’ye gönderilen şikâyet ve talepleri

içeren mazbata Muhakemat Dairesi’nde görüşülmüştür. İlgili dairenin

28

“Her nev’ emtia ve eşya üzerine devlet-i âliye namına olarak basılmağa mahsus

olan ve gerek bir memuriyete ve gerek devletin ruhsatıyla olan bir şirkete veyahut

bir ticaret evine mahsus bulunan her nev’ mühür ve damga ve nişanlara taklid

veyahut o makule sahte damga ve nişanları isti’mal eyleyen kimse üç sene habs ile

mücazat olunur ve bu sahtekârlığından dolayı vaki’ olan zarar kendisine tazmin

etdirilir ve her kim bu misüllü mühür ve damga ve nişanların asıllarını bir takrib

ele geçiribde gerek hükümet ve memuriyetlerin ve gerek bir cemiyet-i ticaretin

ve bunların emsali heyet ve şirket-i mahsusanın menfaatine muzır olacak halde

isti’mal eyler ise altı aydan bir seneye kadar habs ile tedib kılınır ve bu suretle

vaki’ olan zarar dahi ol kimseye tazmin etdirilir.” Düstur, Tertib-i Evvel, C.1, s.

570. Ayrıca Serkiz Karakoç, Ceza Kanunu, Selanik Matbaası (Bâb-ı Âli Caddesi),

İstanbul 1331, s. 91.

29

BOA, MVL, Dosya No: 429, Gömlek No: 9, 21.Ca.1280.